Gaziantep Ticaret Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinliğe GTO Yönetim Kurulu, GTO meclis üyeleri, üreticiler ve ziraat mühendislerinin yanı sıra öğrenciler de büyük ilgi gösterdi. Ekonomi ve tarım konulu söyleşide Cem Seymen ekonomiyi, hem Türkiye’nin iç dinamikleri hem de diğer ülkelerin ekonomi modelleri ile analiz ederek yorumladı.

Söyleşinin açılışında konuşan Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sadık Koçak, ziraat, sanayi ve ticaret faaliyetlerinin ekonominin temeli olduğunu ve birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini belirtti.

Tarımsal üretim için mutlaka sanayiye,  sanayinin de çalışması için tarıma gereksinim bulunduğunu belirten GTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Koçak, “Milli ekonominin temeli tarımdır. Ne tarım sanayisiz ne de sanayi tarımsız hareket edebilir. Gelişmekte olan bir ülke olarak tarım ve hayvancılık ile sanayi sektörleri arasında eşgüdüm sağlamak durumundayız.”  dedi.

Kaliteli tohum kullanımı, sulanabilir alanlarımızın çoğaltılması, gübreleme ve ilaçlama işlemlerinin bilinçli yapılmasını sağlayarak sektörün geliştirilebileceğini belirten Koçak, “Tarımda olduğu gibi hayvancılıkta da daha bilinçli hareket etmeliyiz. Et fiyatları konusunda aşırı fiyat artışlarının çözümünün ithalat olmadığını artık kabul etmeliyiz. Bunun çözümü ulusal üretimi artırmaktır. Et fiyatlarının kalıcı olarak düşmesini sağlayacak çözüm, ülkedeki et üretimini artırmaktır. Devletin et ithal edip marketlerde satması, üretici ile devletin rekabete başlaması demektir. Dolayısıyla da üreticinin yok olması demektir. Sektörün ithalatla değil hayvan varlığını ve kalitesini artıracak yöntemlerle desteklenmesi gerekir. Şehrimiz tarım üretiminden çok tarımsal ürünleri işleme noktasında çok güçlü. Bunun en önemli nedeni de tarımsal faaliyetler için su kaynaklarımızın olmaması. Aslında sadece tarım değil içme suyu noktasında da çevre illerden destek alıyoruz. Tarımsal ekonomiyi geliştirmek, istihdam ve katma değeri artırabilmek için Fırat nehrinden su getirme projesinin de hayata geçirilmesini arzu ediyoruz” şeklinde konuştu.

Söyleşide katılımcılara hitap eden Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Beyhan Hıdıroğlu ise, Türkiye ihracatının yüzde 4,7’sini gerçekleştiren ve kişi başına düşen ihracatı 3.170 dolar olan Gaziantep’in bu noktaya çalışkanlığı ve hayallerinin peşinden koşması ile geldiğini söyledi.

Gaziantep’in birçok tarımsal ürünün işlenmesi, paketlenmesi ve ihraç edilmesinde güçlü bir sanayi altyapısına sahip olduğunu dile getiren Hıdıroğlu, “Hayallerimizin peşinden koştuk. Gaziantep’i Türkiye ihracatının yüzde 4,7’sini gerçekleştiren, kişi başına düşen ihracatı 3.170 dolar olan bir kent hâline getirdik. Hayallerimizin peşinden koşarak makine halısında dünya birincisi olduk. İplik, non-vowen (dokunmamış) kumaş, makarna gibi birçok üründe piyasa lideri olduk. Hayalimizin peşinden koştuk;  lezzetlerimizi tescilletip gastronomi kenti olduk. Zengin mutfağımızın o eşsiz yemeklerinde kullandığımız bulgur, mercimek, Antepfıstığı, un gibi birçok tarımsal ürünün işlenmesi, paketlenmesi ve ihraç edilmesinde güçlü bir sanayi altyapımız var. Ama işin acı tarafı şu ki işlediğimiz bu ürünlerin ham maddesini ihraç ediyoruz.  Oysa bizim daha peşinden gideceğimiz çok hayalimiz var. Toprakla, tarımla sorununu çözemeyen ülkeler gelişmeyi hayal dahi etmesinler” diye konuştu.

Söyleşide katılımcılara hitap eden Cem Seymen, sanayileşmek için tarımın güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Tarımı güçlendiremezsek sanayileşmeyiz. Türkiye beş bin yıllık bir ülke, yüzde 80 tarım ithalatı yapıyor” dedi.

Tarımda kendi tohumumuz ve yerli ırklarımızın ıslah edilmemesini eleştiren Seymen, zengin toprağımız, güneşimiz, rüzgarımız olmasına rağmen nasıl dışa bağımlı olduğumuza anlam veremiyorum. Gençler, "Bir hayaliniz olsun. Bunu gerçekleştirmek için ısrarcı olun" dedi.

Seymen, kalkınmanın yolunun eğitimden geçtiğini ifade ederek eğitime yatırım mesajı verdi. Eğitime önem veren ülkelerin ekonomide geldiği noktaya en iyi örneğinin Tayvan olduğunu belirten Seymen, katılımcıların soru ve görüşlerini de dinledi.