ANKARA (AA) - Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin istihdamda büyük bir başarı hikayesi yazdığını belirterek, "Bu sene büyümenin program hedefleri doğrultusunda gideceğini varsayarsak, biz işsizlikte de tek haneye ineceğiz." dedi.

Şimşek, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Kasım 2017'ye ilişkin işsizlik verilerini değerlendiren Şimşek, Türkiye'nin istihdamda büyük bir başarı hikayesi yazdığını söyledi.

Geçen sene 1 milyon 448 bin vatandaşa iş bulunduğunu belirten Şimşek, aynı dönemde 510 milyon nüfuslu 28 AB ülkesinin, 1 milyon 950 bin kişiye iş bulduğuna dikkati çekti. Şimşek, "Bu muazzam bir başarı." ifadesini kullandı.

Dünyada istihdam artışında Türkiye'nin ilk 3'lerde olduğuna işaret eden Şimşek, çok ciddi bir performans sergilendiğini dile getirdi.

Şimşek, işsizlik oranlarının hala yüzde 10'un üzerinde olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

"Aslında mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 10,1'e indi. Bu büyük bir başarı çünkü Türkiye'de iş gücüne katılım oranı hızla artıyor. Türkiye'de nüfus çok genç. Türkiye, buna rağmen istihdamını artırıyor, işsizlik oranlarını aşağıya çekiyor. Bu sene büyümenin program hedefleri doğrultusunda gideceğini varsayarsak, biz işsizlikte de tek haneye ineceğiz. Bu önemli bir başarı. Şimdi diyeceksiniz ki 'Birçok ülkede işsizlik tek hanede' ama birçok ülkede nüfus dinamikleri Türkiye'deki gibi değil yani iş gücüne katılım oranı bu hızla artmıyor. Çalışma çağındaki nüfusumuz ve iş gücüne katılım oranı artıyor. Dolayısıyla Türkiye istihdamda başarılı."

Küresel kriz sonrası 10 yıllık döneme bakıldığında Avrupa Birliği'nin tamamının 5,2 milyon kişiye istihdam sağladığını ifade eden Şimşek, Türkiye'nin ise söz konusu dönemde 8,4 milyonun üzerinde vatandaşa iş imkanı oluşturduğunu dile getirdi.

Bunun büyümeyi desteklediğini vurgulayan Şimşek, istihdam artışının bağımlı nüfusu azalttığını, gelirin arttığını, bunun iç talep, tasarruf olarak ülkeye geri döndüğünü anlattı.

- "Bütçe Türkiye'nin elini güçlendiriyor"

Ocak ayı bütçe verilerine de değinen Şimşek, geçen yıl ekonomiyi desteklemek amacıyla birçok tedbir aldıklarını, reel sektörü desteklemek için vergi indirimlerine gittiklerini, Kredi Garanti Fonunun ( KGF) çok büyük ölçekte devreye girdiğini hatırlattı.

Bunlara rağmen Türkiye'nin hedeflerini tutturmakla kalmadığını, hedeflerinden daha iyi bir performans gösterdiğini ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

"Geçen sene genel devlet açığımızı, daha milli gelir açıklanmadı ama yılın tamamı için yaklaşık yüzde 1,8-1,9 civarında bekliyoruz. Piyasalar genelde yüzde 2,5-3 arasında bekliyordu, çok daha iyi bir performans gösterdik. Geçen sene gelişmekte olan ülkelerin bütçe açığının milli gelire oranı, genel devlet anlamında yüzde 4,4 civarındaydı yani bizimki gelişmekte olan ülke ortalamalarının yarısından bile daha az. Dolayısıyla bütçe bugün hakikaten Türkiye'nin çıpası. Türkiye'nin en güçlü taraflarından biri ve bu, küresel şoklara, iç ve dış şoklara karşı Türkiye'nin elini güçlendiriyor, bir manevra alanı sağlıyor. Bir aylık veriler üzerinden yorum yapılmaz ama şunun altını çizmek istiyoruz, Türkiye, 2018 yılında da inanıyorum ki hedeflerini tutturacak. Bu anlamda önümüzdeki dönemde Türkiye'nin karşı karşı kalabileceği dış dünya kaynaklı şoklara karşı da elimizi güçlendiren en önemli unsur bu."

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Şu ana kadar Zeytin Dalı Harekatı'nın gerek reel anlamda gerekse piyasa göstergeleri anlamında etkisi son derece sınırlı olmuştur." dedi.

Şimşek, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Zeytin Dalı Harekatı'nın piyasalara yansımasını değerlendiren Şimşek, bu dönemde dünyada enflasyon endişeleri ve parasal sıkılaşmanın çok daha hızlı yaşanma riskinin küresel piyasalarda fiyatlandığını ve bir panik yaşandığını, buna rağmen Türkiye'nin göreceli olarak daha iyi bir performans gösterdiğini söyledi.

Şimşek, kurun nispeten istikrarlı olduğunu, dünyada faizlerin yükseliş trendinde bulunduğunu, Türkiye'de de benchmark faizlerinde yukarı doğru hafif bir eğilim görüldüğünü ancak ülkenin dünyadan kopuk, kötü bir performansa sahip olmadığını bildirdi.

Ekonomideki gelişmeleri Zeytin Dalı Harekatı ile ilişkilendirmenin çok anlamlı olmayacağının altını çizen Şimşek, "Şu ana kadar Zeytin Dalı Harekatı'nın gerek reel anlamda gerekse piyasa göstergeleri anlamında etkisi son derece sınırlı olmuştur. Zaman zaman yatırımcılar 'Türkiye acaba bu süreçte Suriye'de ABD ile karşı karşıya kalır mı?' diye birtakım kaygılar ifade ediyor. O riskin olmayacağı varsayımıyla ben piyasalara ve reel ekonomiye etkisinin göreceli olarak son derece sınırlı kalacağına hala inanıyorum." diye konuştu.

Şimşek, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin "terör tehdidine karşı bir operasyon" algısının dünyada hakim olduğuna dikkati çekerek, terörün Türkiye'nin istikrarına, uzun dönem refahına, birliğine, beraberliğine, demokrasisine, hukuk devletine bir tehdit olduğunu ve Türkiye için yaşamsal bir tehdit oluşturduğunu dile getirdi.

- "Türkiye operasyonları yönetti, bütçe hedeflerini de tutturdu"

Türkiye'nin ne taraftan gelirse gelsin, terör tehdidiyle mücadele edeceğini vurgulayan Şimşek, "Burada biz müttefiklerimizi yanımızda görmek istiyoruz. Dolayısıyla hem etik olarak hem meşru hukuki zemin anlamında Türkiye'nin eli son derece güçlü. Bu anlamda küresel piyasalardan şu ana kadar herhangi bir tepki görmedik." ifadesini kullandı.

Şimşek, savunma harcamaları için ilave kaynak ihtiyacının doğup doğmadığına ilişkin soruya, geçen sene Savunma Sanayii Destekleme Fonu ve Milli Savunma Bakanlığı bütçesini ciddi oranda artırdıklarını hatırlatarak, bu anlamda bir kaynak sorunun olmaması gerektiğini söyledi.

Bütçenin ocak ayında fazla verdiğini anımsatan Şimşek, şöyle devam etti:

"Bütçemiz oldukça güçlü bir performansa sahip. Konu ulusal güvenlik, milli menfaatler olunca bunlar teferruat. Ben bütçenin bundan ciddi bir şekilde etkilenme ihtimalini son derece düşük buluyorum. Son 1-2 yıla bakın, Türkiye, önce 2015'in ortasından itibaren bazı kasabalardaki hendek siyasetine karşı çok güçlü operasyonlar yaptı. Terörle mücadelede çok daha güçlü bir şekilde hem Kuzey Irak'ta hem Güneydoğu'da büyük bir çaba içinde. Türkiye onların hepsini yönetti, bütçe hedeflerini de tutturdu."

- Enflasyonla mücadele

Şimşek, Türkiye'nin son yıllarda özellikle kur şokları ve artan petrol fiyatlarından kaynaklı bir enflasyon şoku yaşadığını belirterek, "Şu anda ciddi bir şekilde buna odaklanmış durumdayız. Daha önce de söyledim, enflasyon aralıktan itibaren aşağı yönlü eğilime girecek diye. Nitekim girdi, güçlü bir şekilde de devam ediyor. Ben inanıyorum ki bu yılın sonu itibarıyla tek haneye inecek." dedi.

Enflasyonu tek haneye çekme konusunda güçlü bir iradeye sahip olduklarının altını çizen Şimşek, burada en belirleyici faktörün kur olduğunu ve kurda göreceli bir istikrar bulunduğunu, önemli bir küresel şok yaşanmazsa en kötüsünün bu anlamda geride kaldığını düşündüğünü dile getirdi.

Enflasyonda etkili olan ikinci hususun petrol fiyatları olduğuna işaret eden Şimşek, petrol fiyatlarının 60-65 dolar aralığında kalacağı varsayımıyla enflasyona etkisinin sadece kur üzerinden geleceğini anlattı.

Şimşek, gıda fiyatları konusunda ise çok boyutlu çalıştıklarını ve bu hususta hafif bir iyileşme olduğunu, oynaklığın bir miktar azalmaya başladığının görüldüğünü söyledi.

Gıda Komitesinin hem kısa vadeli konjonktürel hem de orta-uzun vadeli yapısal tedbirlerde çok güçlü bir çalışma içinde olduğunu belirten Şimşek, "Bir kuraklık yaşanmazsa dış kaynaklı bir kur şoku yaşamazsak ki şu anda öyle bir şey öngörmüyoruz, enflasyonun tek haneye inme ve orada tutunabilme ihtimalini yüksek görüyorum. Enflasyon baz etkisinden dolayı yılın ilk çeyreğinde inecek, belki hafif tekrar yükselecek ama sonra tekrar inecek." diye konuştu.

Maliye politikalarının dezenflasyon sürecini nasıl daha çok destekleyeceğine yönelik de çalışma yaptıklarını ifade eden Şimşek, maliye politikasıyla para politikası arasında daha iyi bir eşgüdüm olduğunu ve bu noktada maliye politikasının dezenflasyon sürecine destek vereceği kanısını taşıdığını bildirdi.

- Konut hesabıyla ev almak çok cazip hale gelecek

Konut hesabına vatandaşın ilgisinin sorulması üzerine Şimşek, bunun çeyiz hesabı gibi bir sosyal politika olarak kurgulandığını, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca yürütüldüğünü hatırlattı.

Şimşek, bununla ilgili daha etkin kampanya yapılması gerektiğini belirterek, şu ana kadar konut birikim hesabına ilginin son derece sınırlı olduğunu, 12 bin 600 kişinin bundan yararlandığını, toplam kaynak miktarının 81 milyon lira civarına ulaştığını aktardı.

Çeyiz hesabında ise 25 binin üzerinde hesap bulunduğunu, birikimin de 47 milyon lira olduğunu vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:

"Bu yetersiz, burada devlet ciddi imkanlar sunuyor. Son tasarıyla konut hesabını gerçekten cazip hale getiriyoruz. Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) olduğu gibi eğer siz ilk konutu almak için uzun süreli tasarruf yaparsanız, devlet olarak yüzde 25'i kadar size destek vereceğiz. Bu arada paranız nemalanacak. Son olarak da evi alırken, şu anda biliyorsunuz harç var, Maliye Bakanlığımız ile de görüştük, o harç konusunda da kolaylık sağlayacağız. Bakanlar Kuruluna o yetkiyi vereceğiz. Gerçekten uzun vadeli birikim sonunda bu tür bir konut hesabıyla ev almak çok cazip hale gelecek. Şöyle bir sistemin de önünü açıyoruz, Almanya'da benzer sistem var. Siz tasarrufu yaptığınız dönemde daha düşük mevduat faizine razı olursanız, kredi döneminde de daha düşük faizli bir mortgage yani bir konut kredisi alabiliyorsunuz."

Şimşek, bütün amaçlarının vatandaşların borçlanarak tüketmelerinin önüne geçmek olduğunu vurgulayarak, bunun uzun vadede büyümeyi de sınırladığını söyledi.

Vatandaşın daha çok tasarruf etmesini desteklediklerinin altını çizen Şimşek, "Biz devlet olarak destek verelim, kolaylıklar sağlayalım, bu sayede de Türkiye'nin birikimleri, tasarrufları artsın, Türkiye dışa bağımlı olmaktan kurtulsun. Aslında bu bir milli mücadele gibi bir şey." değerlendirmesinde bulundu.

BES'te otomatik katılıma ilişkin çalışmaları hakkında bilgi veren Şimşek, "Meclisteki tasarıda 1-2 düzenleme yapıyoruz, orada 2 ayda çıkış izni vardı, biz onu genişletiyoruz, 6 aya kadar çıkma imkanı sunuyoruz." dedi.

- "Trafik sigortasında sektör zarar ediyor"

Şimşek, taşeron işçilerin kadroya alınmasının ekonomiye etkisine yönelik bir soru üzerine, mevcut ücretler üzerinden bu çalışanların kadroya alınacağını hatırlattı. Şimşek, "Birtakım mutlaka ilave maliyetler olacaktır. Onu Maliye Bakanlığımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız muhtemelen bu sürecin sonunda bir çalışma yaparak bize sunacaklardır." diye konuştu.

Trafik sigortasında yeni modele ilişkin bir soru üzerine Şimşek, sektörün trafik sigortasından ciddi bir şekilde zarar ettiğini, bunun sürdürülebilir olmadığını söyledi.

Geçen sene reel olarak primlerde yüzde 28'lik bir düşüş yaşandığına dikkati çeken Şimşek, şöyle konuştu:

"Biz ileride oturup bir miktar gözden geçirmek zorunda kalacağız. Sık sık kaza yapanların daha yüksek prim ödemesi kaçınılmazdır, bütün dünyada böyledir. Öngörülebilirliği daha nasıl artırabiliriz? Genel koşullar, şartlar var. Yargı kararları tam olarak uyuyor mu, o konuyu yakından takip ediyoruz. Biz birkaç boyutlu çalışıyoruz. Düzenlemeler çok net olacak. Biz yargımızın, kanunlara ve düzenlemelere uymasını istiyoruz. Bunun sürdürülebilir bir iş olması lazım. Hiç kimse ilanihaye zarar ettiği bir sektörde çalışmaz, iş yapmaz, oraya sermaye bağlamaz. Bizim Hazine olarak sürdürülebilirlikle makul prim konusunu dengelememiz lazım. O yönde çalışmalarımız devam edecek."

- "Kripto paralara ilişkin çok detaylı çalışıyoruz"

Kripto paralara ilişkin olarak da değerlendirmelerde bulunan Şimşek, konunun Finansal İstikrar Komitesi'nde tüm boyutlarıyla irdelendiğini ve çalışma grupları kurulduğunu dile getirdi.

Bitcoin konusunda zamanında gerekli uyarıları yaptıklarını hatırlatan Şimşek, şunları kaydetti:

"Bunlar iner çıkar ama sonuçta. 'Ciddi spekülatif bir süreçle karşı karşıya kalınabilir, aman dikkat edelim' diye uyardım. Ben hala aynı fikirdeyim. Para basma meselesi devletlerin işi, kimse bunu ne olduğu belirsiz yapılara, şirketlere devretmez. Biz bu konuda kayıtsız değiliz. Blockchain teknolojisini çok önemsiyoruz. O platform üzerinden verimliliği nasıl artırırız, dijitalleşmeyi nasıl sağlarız, o konulara bakıyoruz ama kripto para karışık bir konu. Ülkeler de bu konuda çok net bir pozisyona sahip değiller. Bu konuyu G20'de de muhtemelen tartışacağız. Türkiye olarak bu konuya çok detaylı çalışıyoruz."