Destatis’in nihai verilerine göre, Almanya'da mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH), bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 9,7 azaldı. Böylece Destatis, 30 Temmuz'da öncü verilerle açıkladığı yüzde 10,1 küçülme oranını yüzde 9,7’ye revize etmiş oldu.

Destatis, revizeye rağmen, Alman ekonomisinde söz konusu daralmanın 2008-2009 finansal ve ekonomik krizinden bu yana en büyük daralma olduğunu belirterek,  Alman ekonomisi için çeyreklik GSYH hesaplamalarının başladığı 1970'den bu yana en büyük düşüş olduğunu kaydetti. Alman ekonomisi 2009’un birinci çeyreğinde yüzde 4,7 daralmıştı.

Geçen yılın ikinci çeyreğine göre ise ülkenin GSYH’si yüzde 11,3 küçüldü. 

İstatistik Ofisi, Alman ekonomisinin ikinci çeyrekte daralmasının ana sebebi olarak zayıflayan hane halkı tüketimin harcamalarını, düşen ihracatı, ve makine ve teçhizat gibi sabit yatırımların payında ciddi bir gerilemeyi gösterdi. Hane halkı tüketimi ikinci çeyrekte mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak bir önceki çeyreğe göre yüzde 10,9 ve makine ve teçhizat yatırımları yüzde 19,6 azaldı.

Nisan-Haziran döneminde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat yüzde 20,3, ithalat yüzde 16 düşerken, net ticaret Alman ekonomisinin genişlemesinden 3,4 puanı eksiltti.

Kamu harcamaları Kovid-19 salgınında kurtarma paketlerinin etkisiyle ikinci çeyrekte yüzde 1,5 artarken, Alman ekonomisinde normalde tutarlı bir büyüme faktörü olan inşaatta sabit sermaye oluşumu yüzde 4,2 düşüş gösterdi. Kamu harcamalarındaki artışın GSYH’de daha fazla daralmayı önledi.

Avrupa'nın en büyük, dünyanın dördüncü ekonomisi olan Almanya ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 2 küçülmüştü.

Destatis, Almanya'da toplam istihdamın bu yılın ikinci çeyreğinde 2019’un aynı çeyreğine göre yüzde 1,3 düşüşle (574 bin kişi artarak) yaklaşık 44,7 milyon kişiye gerilediğini belirtti. 

İstatistik ofisi, toplam istihdamda en son düşünün 2010’un ilk çeyreğinde görüldüğünü hatırlatarak, Kovid-19 salgınının yılın ikinci çeyreğinde iş gücü piyasasını etkilemeye başladığını belirtti.

Destatis, istihdam istatistiği hesaplamasında, kısa süreli çalışanların işsizden ziyade çalışan kişiler olarak sayıldığını da kaydetti.

- İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en derin resesyon

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Kovid-19 salgını nedeniyle bu yıl AB ekonomisinin yüzde 7,4 ve Avrupa'nın başat ekonomisi Almanya'nın yüzde 6,5 daralacağını öngörüyor.

Almanya'da hükümet, Kovid-19 salgınının Alman ekonomisini İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en derin resesyona sürükleyeceğini belirtiyor.

Hükümet, bu yıl GSYH'sinin bu yıl 2008-2009 finansal krizi döneminden daha fazla daralabileceğini hesaplıyor. Kovid-19 öncesi ocak ayında Alman ekonomisinin bu yıl yüzde 1,1 büyümesini bekleyen Alman hükümeti, ihracatın düşmesi ve salgının yayılmasını önlemek için alınan önlemlerin iç tüketim üzerindeki etkisiyle bu yıl GSYH'nin yüzde 6,3 azalmasını öngörüyor. Hükümet, GSYH’nın gelecek yılda ise 5,2 genişlemesini bekliyor.

Alman hükümetinin gelecek ay 2020 için büyüme ve vergi gelirlerine yönelik tahminlerini  güncellemesi bekleniyor.

 - “Nihayet en kötüsü geride kaldı”

ING Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski, konuya ilişkin değerlendirmesinde, ikinci çeyrekte GSYH’ye dair raporun Kovid-19 krizinin tüm boyutlarıyla şiddetini gösterdiğini belirterek, “İyi olan şey, nihayet en kötüsü geride kaldı.” ifadesini kullandı.

Brzeski, Alman ekonomisinin üçüncü çeyrekte şimdiye kadarki en iyi üç aylık performanslarından birini göstereceğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Tüm ekonomik faaliyet göstergeleri yaz aylarında sürekli bir artışa işaret ediyor….Bununla birlikte, krizin yapısal etkisi de su yüzüne çıkıyor ve bu daha fazla büyümeyi sınırlıyor. Alman hükümetinin kısa süreli çalışma programlarını 12 aydan 24 aya uzatmasını tartışması, hükümetin krizin sonuçlarını mümkün olduğu kadar uzun süre telafi etme kararlılığını göstermekle kalmayıp, aynı zamanda krizden çıkmanın ve aynı zamanda krize karşı alınan önlemlerin sonlandırmanın ne kadar zor olacağını da göstermektedir. Krizin döngüsel ve yapısal etkilerini ayrıştırmak giderek daha zor hale gelecektir."