Yılmaz, Uzunköprü Anadolu Lisesi İmam Hatip Lisesi Bahçesi'nde düzenlenen "Eğitim Yatırımları Toplu Açılış Töreni"nde, Türkiye'nin en öncelikli konusunun eğitim olduğunu söyledi.

Gelecek nesillere, daha gelişmiş, kalkınmış ve refah içinde yaşayan insanların bulunduğu bir ülke teslim etmeyi amaçladıklarını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin 2023 hedefleri var. Dünyanın on büyük ekonomisinden birisi olma. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle de çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma. Yani on büyük ekonomisinden biri olma hedefimiz var. Kızıl elma. Türk milletinin kızıl elması, insanını mutlu, huzurlu, barış içerisinde yaşatmaktır. Bunu eğitimle yapacağız. Eğitimden başka bir yolu yok." 

Türkiye'de 1 milyon öğretmen ile 18 milyona yaklaşan öğrenciye kaliteli ve fırsat eşitliğini gözeterek eğitim verildiğini ve verilmeye devam edileceğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti: 

"Merkezi hükümet bütçesinin yüzde 18'inden fazlasını eğitime ayırıyoruz. Bu bütçede eğitime ayırdığımız miktar 134 milyar 727 milyon. Toplam bütçemizin yüzde 18'inden daha fazla. Bunu söyleyince nereden nereye geldiğimizi göstermek için 2002'deki bütçenin de hatırlanması lazım. 2002'de tüm eğitime ayrılan bütçe 11 milyar bile değildi. 10,5 milyar 10.400 küsurattı. Şimdi 134 milyar 727 milyon. O zaman bütçenin yüzde 10'u bile değildi şimdi yüzde 18'den fazla. O zaman milli gelirden eğitime ayrılan yüzde 2,9'du şimdi 6,2, Avrupa'da milli gelirden en fazla pay ayıran ülke Türkiye. Niçin? Türkiye o aydınlık günlere eğitimle ulaşacaktır. Eğitime önem verirseniz her şeye önem verirsiniz demektir. Eğitimi ihmal ederseniz her şeyi ihmal edersiniz demektir."

- "Türkiye'de eğitim çok iyi"

Eğitimin kilit taşının öğretmenler olduğunu aktaran Yılmaz, "Her bir öğretmene sonsuz teşekkür ediyorum. Bugün Türkiye'de eğitimin çok iyi olduğunu söylüyorum. Bunu da inanarak ve resmin tamamını görerek söylüyorum. 'Eğitim sıkıntıya gidiyor, kötü oluyor' diyenler de var." değerlendirmesinde bulundu.

"Bazen bir söz var biliyorsunuz, 'İçimizdeki İrlandalılar' diye. Yani içimizde olup da bizim gibi düşünmeyenler." diyen Yılmaz, şöyle devam etti:

"Eğitime 'kötü gidiyor' diyenlere şeyi diyorum; 'İçimizdeki Solomon Adası yerlileri. Ne alakası var?' Solomon Adası'ndaki yerliler, bir yeri ziraata çevirmek istediklerinde ağaçları kesmezlermiş. Ne yaparlarmış? Ağacın etrafına gelirler halka oluştururlarmış, ağaca kötü söz söylerlermiş, kısa bir süre sonra ağaç kurur gidermiş. Eğer siz kendi evladınıza, 'Oğlum bunu yaparsın, başarırsın, sana güveniyorum' dersen muhakkak başarır. Ama, 'Senden bir şey olmaz, zaten sen ne öğrenebiliyorsun ne de öğretebiliyorsun' dersen hayatta başarılı olamaz. Allah için herkes evladına baksın. Evladınızın öz güveni sizin o yaşlarda sahip olduğunuz öz güvenden fazla mı? Kesinlikle daha fazla. Eğitimin bir amacı öz güven kazandırmaktır."

Yılmaz, geçmişe göre öğrencilerin aldığı eğitimin çok daha iyi olduğunu dile getirdi.

- "25 bin öğretmen alınacak"

Bakan Yılmaz, 584 binden fazla öğretmeni atadıklarını belirterek, "Yani bugün gördüğünüz her üç öğretmenden ikisi bizim dönemimizde atandı. Şimdi 20 bin öğretmen daha alacağız. Mecliste bir kanun çıkıyor o kanun çıktıktan sonra da 5 bin öğretmen daha alacağız. 25 bin öğretmenimizi bu yıl eğitim ailemize katacağız. 600 binin üzerinde öğretmenimizi milli eğitim ailemizle buluşturmuş olacağız. Niçin önemlidir? Öğretmen başına düşen öğrenci sayısını makul hale getirebilmek için mutlaka öğretmen sayısını artırmanız lazım. Türkiye'de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı biz geldiğimizde 28'di şimdi 17'ye düştü. Bu değer ile İngiltere'de aynı, Japonya'da aynı, Güney Kore ile aynı değerlere sahibiz. Fransa'dan da iyiyiz." ifadelerini kullandı.

Derslik başına düşen öğrenci sayısının makul seviyeye getirdiklerini aktaran YIlmaz, şunları aktardı:

"Devlet-millet iş birliği ile en kısa zamanda 58 bin dersliği yapıp 2019 yılı sonunda ikili eğitimi de ortadan kaldıracağız. Kaliteli eğitim için olmazsa olmaz unsurlardan bir diğeri teknolojinin eğitimle buluşturulmasıdır. Eğer teknoloji eğitimle buluşturulmazsa, evlatlarımız yeni neslin teknolojilerini kullanamazsa, bırakın kullanmayı üretemez ve ihraç edemezse çağ ile yarışamaz. Bunun için de Fatih Projesi'ni başlattık. 1 milyon 400 binin üzerinde tableti bilgisayarları evlatlarımıza ve öğretmenlerimize dağıttık. 400 binin üzerinde akıllı tahtayı okullarımızda öğrencilerimizin hizmetine sunduk. İnşallah önümüzdeki 1 yıl içerisinde Fatih Projesi kapsamına ilkokulları da alacağız, meslek okullarını da alacağız, özel eğitim veren kurumlarımızı da alacağız."

- "Müfredatı güncelleştirmeye başladık"

Yılmaz, değişen teknoloji göz önünde bulundurularak müfredatı güncelleştirmeye başladıklarını vurguladı.

Bu yıl bazı derslerin müfredatını güncelleştirdiklerini anlatan Yılmaz, "İstiyoruz ki 21. yüzyıla kendi rakipleri ile yarışacak olan evlatlarımız çağın gerektirdiği bilgi, beceri, tutum ve değerleri benimsesin, alsın. Ancak her dönemde eğitim eleştiriliyor." değerlendirmesinde bulundu.

 Geçmişten bugüne eleştirilerin sürdüğünü aktaran Yılmaz, "Eğitim eleştirisiz olmaz. Buradan bakıp da eğitim hakkında negatif bir algı düşünülürse yanlış olur diye düşünüyorum. Eğer öyle olmuş olsaydı Türkiye milli gelirini üç kat artıramazdı. 2007 ile 2017 yılları arasında yani son 10 yıllık sürede milli gelirini OECD ülkelerinde en fazla artıran ülke Türkiye'dir. Petrol mü bulduk, altın mı bulduk, altın madenleri mi bulduk? Hayır hiçbirisini bulmadık. Bunu beşeri sermayemize borçluyuz. Beşeri sermayeyi de nitelikli kılan eğitimdir." görüşlerine yer verdi. 

Bakan Yılmaz, okula eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın adının verileceğini sözlerine ekledi.