Türkiye'nin 17 Eylül 1950'de ilk Türk tugayını Kore'ye göndermesinin 70'inci yılında iki ülke ilişkileri, her geçen gün derinleşen diplomatik ve ekonomik ilişkilerle iş birliğine dönüşürken, Kore Savaşı'nın başladığı 25 Haziran 1950'den bu yana geçen 70 yılda ikili ilişkiler güçlenerek ilerliyor.

AA muhabiri, 70 yıl önce 17 Eylül'de ilk Türk tugayının Kore'ye gönderilmesine ilişkin tarihi süreci ve Türkiye'nin bu adımının ikili ilişkilere ve ülkenin uluslararası sahadaki konumuna yansımalarını derledi.

Kore Savaşı, 25 Haziran 1950'de Kuzey Kore'nin Güney Kore'yi işgal etmesi üzerine başladı.

Çin ve Sovyetler Birliği Kuzey Kore'ye, ABD önderliğindeki Birleşmiş Milletler (BM) de Güney Kore'ye savaş boyunca destek verdi.

İlk Türk Tugayı, 17 Eylül 1950'de yola çıktı

BM Güvenlik Konseyinin (BMGK), BM güçlerini, Kuzey Kore işgalini sonlandırmak için Kore Yarımadası'na göndermeye onay vermesi üzerine Türkiye de BM tarafında savaşa katılma kararı aldı.

Tuğgeneral Tahsin Yazıcı emrindeki 1. Türk Tugayı, 17 Eylül 1950'de Hatay'ın İskenderun Limanı'ndan yola çıktı ve 12 Ekim 1950'de Pusan Limanı'na vardı.

Türkiye'den Pusan Limanı'na tugayların gelebilmesi için gemiyle en az 30 gün yol alınması gerekiyordu. Bu limana gelen Türk askerleri, hazırlıkların ardından 21 Kasım 1950'de bugün Kuzey Kore tarafında olan Kunuri'ye ulaştı.

Güney Kore Savunma Bakanlığı kaynaklarına göre, savaşa 21 bin 212 askerle toplamda 4 tugayla katılan Türkiye, asker sayısı bakımından Kore Savaşı'na katılan 16 ülke arasında 4'üncü sırada yer aldı.

ABD, 1 milyon 789 bin askerle Kore Savaşı'na en çok asker gönderen ülke oldu. İngiltere 56 bin askerle 2'inci, Kanada 26 bin 791 askerle 3'üncü sırada bulundu.

Savaşta, Güney Kore'de 40 bin 670 BM'den, 137 bin 899 da bu ülkeden olmak üzere 178 bin 569, Kuzey Kore'de ise 508 bin 797 asker hayatını kaybetti.

Kore Savaşı'nda 36 bin 940 askerini yitiren ABD, "en çok kayıp veren ülke" oldu. ABD'yi 1078 kayıpla İngiltere izledi.

Kore Gazi Bakanlığının kayıtlarına göre, cephede hayatını kaybeden 700'ü aşkın asker ile yaralanıp cepheden ayrıldıktan sonra vefat eden ve kaybolanlar da dahil Türkiye, Kore Savaşı'nda 900'ü aşkın şehit vererek 3'üncü sırada yer aldı.

Türk Tugayı'na "Kutup Yıldızı" adı verildi

Savaşa katılan her birliğe bir isim veriliyordu. BM Silahlı Kuvvetler Başkomutanı General Mc Arthur, Türk Tugayına "Kutup Yıldızı" adını verdi.

Savaşta, Güney Kore ve BM tarafında yaklaşık 5 bin kişi, Kuzey Kore ve Çin'den ise yaklaşık 70 bin kişi esir düştü. Ateşkes anlaşmasından bir ay önce Haziran 1953'teki esir değişiminde Türk Tugayı'ndan esir düşen 244 kişinin tamamı döndü.

Güney Kore'nin Busan kentindeki BM Kore Anıtsal Mezarlığı'nda ise savaşta şehit olan 462 Türk askeri yatıyor.

Kore Savaşı'nda "B-26" savaş uçağıyla Kuzey Kore üzerinde taarruz sırasında uçağın düşürülmesi sonucu Üsteğmen Muzaffer Erdönmez'in şehit olduğunun belgelenmesinin ardından Türkiye, "Kore Savaşı'na hava desteği sağlayan 8'nci ülke" olarak tanındı.

Kore Savaşı'na katılan birlikler arasında Türk askeri, savaşta öksüz ve yetim kalan Koreli çocuklar için okul inşa eden tek birlik oldu.

O zaman açılan Ankara Okulu'nu ve Türk askerinin fedakarlıklarını unutmayan Güney Kore halkı, Türk halkını kan kardeşi olarak nitelendiriyor.

Türkiye'nin Seul Büyükelçisi Ersin Erçin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kuzey Kore’nin 25 Haziran 1950’de 38'inci paralelin güneyine yönelik olarak başlayan istilasına karşı BMGK'nin aldığı karar üzerine Türkiye'nin 25 Temmuz 1950’de Kore’ye bir tugay gönderme kararı aldığını hatırlattı.

"Bu karar, Türkiye’nin kuruluşundan itibaren izlediği, yurt dışındaki silahlı çatışmalara katılmama politikasında büyük bir değişimdi." ifadelerini kullanan Erçin, Türk tugayının Kore’ye ilk varan yabancı birlikler arasında olduğunu ve kaybedilmekte olan savaşın kaderini değiştirdiğini söyledi.

Erçin, "Türk tugayı, yetersiz silah ve malzemeye, lojistik desteğin yoksunluğuna rağmen çeşitli muharebelerde çoğunluğunu Çinlilerin oluşturduğu komünist birlikleri bozguna uğrattı. Kore Savaşı'nda Türk birliklerinin gösterdiği ölümü hiçe sayan kahramanlıkları, Kore hükümetince seçkin birlik nişanıyla ödüllendirildi. Türk askerleri ayrıca, diğer birliklerden farklı olarak, zor savaş koşullarında sivillere insani ve tıbbi yardım, yetim çocuklara gıda, barınak ve eğitim sağladı." dedi.

Türkiye'nin Kuzey Kore tehdidi nedeniyle 1971 yılına kadar 4 tugay ile Güney Kore’de kaldığını kaydeden Erçin, Kore Savaşı sonrasında henüz bir barış anlaşmasının imzalanmadığına dikkati çekti.

Erçin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarihte ilk defa yurt dışına asker gönderen Türkiye’nin Kore Savaşı’na katılma kararının iç ve dış politikası üzerinde derin etkileri oldu. Bu karar, ülkemizin uluslararası sistem içindeki yerinin belirlenmesine de ciddi katkıda bulundu."

Güney Kore Hankuk Yabancı Diller Üniversitesi Türkçe ve Azerbaycanca Bölümünden Prof. Dr. Chong-jin Oh da, Kore Savaşı'nın Kuzey Kore'nin Güney Kore'ye saldırısıyla başladığını hatırlatarak, 16 yabancı ülkenin savaşa dahil olduğunu, Türkiye'nin ise bu savaşta büyük fedakarlık yaptığını söyledi.

Oh, Türkiye'nin diğer 16 ülkenin katılımına oranla çok hızlı bir şekilde karar verip Pusan limanına vardığını ve Türk tugayının çatışmalara hemen dahil olduğunu kaydetti.

Türk tugayının sembolünün "Kutup Yıldızı" olduğunu belirten Oh, Türk tugayının Kunuri Cephesi'nde gösterdiği kahramanlık ile Kore tarihi açısından çok anlamlı bir yerinin bulunduğunu aktardı.

Oh, "Türk tugayının Kore'de savaşa dahil olması Güney Kore için hem şaşılacak bir şeydi hem de büyük bir yardımseverlik örneğiydi. Kore Savaşı sona erdikten sonra Türk tugayı Koreyi hemen terk etmedi. Kuzey'in komünist tehdidi vardı. Türk askerinin savaştan sonra Güney Kore'de kalmaya devam etmesi büyük bir fedakarlıktı." dedi.

60 bin Türk askerinin Kore'ye büyük bir hizmet verdiğini kaydeden Oh, Türk tugayının ülkede kalmasının Güney Kore'nin ekonomik büyümesi için büyük bir güven ortamı oluşturduğunu söyledi.

Oh, Türkiye'nin Güney Kore'ye olan yardımlarının yeni nesillere doğru aktarılması ve okullardaki ders kitaplarında da işlenmesi gerektiğini kaydederek, yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) dolayı Türk tugayının savaşa katılımın 70'inci yıl dönümü etkinliklerinin yeterince anılamadığını ifade etti.