ABD, İsrailli keskin nişancıların Gazze sınırında görev yapan Filistinli hemşire Rezzan en-Neccar'ı şehit etmesinden sadece 3 saat sonra, Filistin halkının korunmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tasarısını veto etti.

• Gazze sınırında gönüllü kadın hemşire şehit oldu
• 'Gönüllü hemşire Neccar'ın şehit edilmesi savaş suçudur'
• İsrail askerlerince şehit edilen Gazze’nin 'yardım meleği Rezzan'

Filistinli siyasi analistlere göre, ABD'nin İsrail'e verdiği geleneksel destek Donald Trump döneminde zirveye ulaştı. Bu durum, kendini sorgulanmaz ve hukuk üstü gören Tel Aviv yönetimini daha da cesaretlendirerek Filistin halkına karşı her suçu işlemeye âdeta teşvik ediyor.

Analistler, bu bakımdan ABD Başkanı Trump'ın, beyaz önlüğü ile Filistinli yaralıların imdadına koşan "Gazze'nin yardım meleği" Rezzan'ı şehit eden İsrail askerlerinin en büyük ortağı olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Filistinli araştırmacı-yazar Ekrem Ataullah AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Washington'un sınırsız desteğinin biraz durması halinde İsrail, Filistinlilere yönelik suç işlemekten kaçınacaktır." dedi.

ABD'nin veto hakkını kullanmaması durumunda İsrail'in Filistinlilere yönelik işlediği vahşet dolu suçlarını azaltacağına vurgu yapan Ataullah, "Eğer Tel Aviv, ABD'nin Filistinlilerin korunması tasarısına karşı veto hakkını kullanacağını bilmeseydi bu şekilde hareket etmezdi. Dolayısıyla İsrail, ABD'nin söz konusu desteğini kendisine yakılmış bir yeşil ışık olarak değerlendiriyor." ifadelerini kullandı.

Ataullah, ABD'nin sınırsız desteğinin İsrail'i Filistinli çocuk, kadın, gazeteci veya sağlık görevlisi demeden hedef almaya teşvik edeceğine dikkati çekerek, "Washington, İsrail için büyük bir sigorta şirketi gibidir. Hiçbir vicdani yaklaşım ve ahlak olmaksızın İsrail'in Filistinlilere yönelik suçlarının üstünü örtmeye devam ediyor." diye konuştu.

İsrail'in başta Körfez ülkeleriyle olmak üzere bölgesel ilişki ağını geliştirmesine de işaret eden Ataullah, Filistinlilerin ABD'nin sınırsız desteği gölgesinde adil davalarına ilişkin hiçbir hakkı elde edemeyeceklerini kaydetti.

"Trump, İsrail'e kibirli ve hayasızca açık destek sunmaktadır"

Gazze İslam Üniversitesi Siyasal Bilimler Öğretim Üyesi Velid el-Mudellil de ABD'nin İsrail'e Filistinlilere yönelik suçlarını işlemesi için yeşil ışık yaktığı görüşünü paylaşarak, "Trump, İsrail'e kibirli ve hayasızca açık destek sunmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

ABD'nin İsrail'e koruma sağladığını ve sorgulanamaz kıldığını belirten Mudellil, "ABD, BMGK'ye Filistinlilerin korunması için sunulan tasarıyı veto ederek, İsrail'e başta Gazze Şeridi sınırında Filistinlilerce düzenlenen barışçıl gösterilere sert müdahale etmeye ve diğer suçları işlemeye destek verdi." dedi.

Mudellil, ABD'nin sınırsız desteğini alan İsrail'in sivilleri koruyan uluslararası sözleşmeleri hiçe sayarak Filistinlilere yönelik vahşetini sürdürmesine devam edeceğini kaydetti.

Gazze'deki Ezher Üniversitesi Siyasal Bilimler Öğretim Üyesi Muhaymir Ebu Saada ise Trump'ın ABD'de iktidara geldiğinden bu yana İsrail'in Filistinlilere yönelik suçlarına ortak olduğunu söyledi.

Ebu Saada, ABD'nin İsrail ile Filistin arasındaki muhtemel bir barış görüşmelerinde ara bulucu rolünün olamayacağını ve buna güvenilemeyeceğini vurgulayarak, "ABD'nin veto hakkını kullanmasıyla BMGK'den Filistinliler için uluslararası koruma kararının çıkmaması, İsrail'e suçlarını sürdürme yönünde yakılmış bir yeşil ışık niteliğindedir." diye konuştu.

ABD ilk defa İsrail lehine veto hakkı kullanmıyor

ABD, cuma günü Kuveyt tarafından sunulan ve Filistin halkı için koruma talep eden BMGK tasarısını veto etmişti. Tasarıya, Kuveyt, Bolivya, Çin, Fildişi Sahili, Ekvator Ginesi, Fransa, Kazakistan, Peru, İsveç ve Rusya destek vermiş, konseyin daimi üyelerinden İngiltere ve geçici üyelerinden Polonya, Hollanda ve Etiyopya ise çekimser kalmıştı.

Ancak ABD'nin Filistin halkı için BMGK'ye sunulan bu tasarıyı veto etmesi bir ilk değil. Washington yönetimi BMGK'nin 1945'teki kuruluşundan bu yana Arap-Filistin davalarına ilişkin 40'tan fazla tasarıyı veto etti.

ABD İsrail lehine veto hakkını ilk defa, 1972'de İsrail'in Lübnan'a düzenlediği saldırıya ilişkin BMGK'ye sunulan tasarı için kullandı.

Son olarak Kuveyt tarafından Filistinlilerin korunması için sunulan tasarıyı veto etmesiyle ABD, şimdiye Filistin aleyhine en az 30 kez, İsrail lehine de 1988 yılı hariç 6 kez veto hakkı kullandı.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, ABD'nin Filistin halkı için koruma talep eden son BMGK tasarısını veto etmesini, "ahlaki çöküş ve siyasi körlük" olarak nitelendirmişti.

Arap Birliği de ABD'nin, Filistin halkı için koruma talep eden BMGK tasarısına karşı veto hakkını kullanmasını kınayarak, "ABD'nin Filistinli masum insanların kanlarının akmasını durdurmak için çıkarılacak tüm kararları engelleme yaklaşımını sürdürmesi, İsrail'e uluslararası meşruiyet çerçevesi dışındaki uygulamalarını devam ettirme cesareti veriyor." değerlendirmesini yapmıştı.

Gazze'nin "yardım meleği" şehit edildi

Filistinlilerin "yardım meleği" olarak isimlendirdiği 21 yaşındaki gönüllü hemşire Rezzan en-Neccar, cuma günü Gazze sınırında düzenlenen barışçıl gösteriler sırasında İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu şehit olmuştu.

Filistin Sağlık Bakanı Cevad Avad, İsrail askerlerinin Büyük Dönüş Yürüyüşü'ne destek olmak için gönüllü olarak görev yapan Filistinli kadın hemşire Neccar'ı doğrudan hedef almasının savaş suçu olduğunu belirtmişti.

Büyük Dönüş Yürüyüşü

Filistinliler, 30 Mart Toprak Günü'nden bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi'nin İsrail sınırında "Büyük Dönüş Yürüyüşü" adı altında barışçıl eylemler düzenliyor.

İsrail askerleri ise "sürgün edildikleri topraklarına geri dönmeyi ve 2006'dan beri Gazze'ye uygulanan hukuksuz ablukanın kaldırılmasını" talep eden sivil halkın üzerine gerçek mermilerle ateş açıyor.

İsrail askerlerinin göstericilere ateş açması sonucu şu ana kadar 120 Filistinli şehit oldu, 13 binden fazla Filistinli yaralandı.