WASHINGTON

German Marshall Fund'un Transatlantik Uzmanı Joshua Walker, "Türkiye, ABD için ilk 5 ülke arasında yer almalı. Sadece Türkiye ekonomik olarak G20 ülkesi olduğu ve büyük bir nüfusu bulunduğu için değil, aynı zamanda merkezi konumu sebebiyle." dedi.

Washington merkezli faaliyet gösteren Global Politika Enstitüsü (GPI) tarafından düzenlenen "Suriye Üzerine Türk ve Amerikan Politikası" başlıklı panele Amerikan Dış Politika Konseyi Kıdemli Başkan Yardımcısı Ilan Berman, GPI Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Köse, BAU International University Başkan Yardımcısı Walid Phares, German Marshall Fund'un Transatlantik Uzmanı Joshua Walker, GPI Uzmanı Cenk Karataş ve GPI Araştırmacısı Qutaiba Idlbi konuşmacı olarak katıldı. Oturumun moderatörlüğünü GPI Başkanı Paolo von Schirac yaptı.

German Marshall Fund'dan Joshua Walker, önceki ABD Başkanı Barack Obama döneminde "çok söz söyleyen ama hiçbir şey yapmayan" bir yönetimin olduğunu, ancak şu anda Donald Trump yönetimiyle birlikte koltuğa bir "eylem adamının" oturduğunu ifade etti.

Trump'ın Suriye'yi vurmasının Washington'daki ve bölgedeki birçok siyasi otoriteden destek aldığını hatırlatan Walker, bu adımla Trump'ın somut bir şeyler yapabileceğini gösterdiğini vurguladı.

Walker, "Eğer YPG'yi desteklemekle NATO'nun ikinci büyük ordusunu desteklemek arasında bir seçim yapıyorsanız bunu konuşmaya gerek bile yok. Türkiye iddiayı her zaman kazanır. Yalnız problem şu ki hem önceki yönetim hem de şimdiki yönetim, YPG'lilerin DEAŞ'a karşı iyi savaştığını ve şu anda DEAŞ'ın 1 numaralı öncelik olduğunu söylüyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözünü tutan güçlü liderlerle iyi anlaştığını vurgulayan Walker, "Sanırım Erdoğan, Trump'ın da böyle bir kişi olup olmadığını anlamaya çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye, ABD için ilk 5 ülke arasında yer almalı"

Walker, "Türkiye, ABD için ilk 5 ülke arasında yer almalı. Sadece Türkiye ekonomik olarak G20 ülkesi olduğu ve büyük bir nüfusu bulunduğu için değil, aynı zamanda merkezi konumu sebebiyle. Konumu değiştiremezsiniz. Bir emlakçı olan Trump bunu çok iyi anlayacaktır." ifadelerini kullandı.

Ahmet Köse ise konuşmasına Türkiye'de yaşadığı bir anısını anlatarak başladı. 17 PKK'lı teröristi öldüren bir Hizbullah üyesi olduğunu belirten Köse, "masum insanları öldüren bir teröristin başka bir terörist tarafından öldürülmesi" karşısında karmaşık duygular yaşadığını dile getirdi.

"YPG'nin DEAŞ'a karşı kullanılması işlemeyecek"

Köse, "Şu anda da aynı şeyi yaşıyoruz: YPG, DEAŞ'la mücadele için kullanılıyor. Ancak geçmiş tecrübelerimiz bize bunun işlemeyeceğini gösteriyor." dedi.

YPG, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve benzeri konularda Türkiye’nin "aşırı tepki" verdiğinin söylendiğini ifade eden Köse, "Fakat Türkiye’nin iç ve dış tehditlerinin büyüklüğünü göz önünde bulundurduğumuzda aslında Türkiye’nin ne kadar sakin ve soğukkanlı bir refleks sergilediğini görebiliriz. Ayrıca Türkiye’nin DEAŞ'a karşı verdiği mücadele de göz önünde bulundurulmalıdır." diye konuştu.

Türkiye'nin binlerce potansiyel DEAŞ üyesi veya sempatizanını tutuklayıp sınır dışı ettiğini de vurgulayan Köse, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Suriyeli mülteci çocuklar için açılan devasa yetimhaneyi örnek vererek, Türk milletinin ve hükümetinin bu konudaki gayretlerine dikkati çekti.

ABD'nin Türkiye politikası

Amerikan Dış Politika Konseyi Kıdemli Başkan Yardımcısı Ilan Berman da ABD'nin halen bir Türkiye politikasının olmadığını ve bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Beyaz Saray'da Türkiye hakkında sağlam bir stratejik yeterliliğe sahip kimsenin olmadığını savunan Berman, önümüzdeki süreçte Suriye bağlamında iki ülke arasında belirli bir anlaşma yolunun ortaya çıkacağına, aynı zamanda Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğinin de bu süreçte şekilleneceğine işaret etti.