New York Times gazetesinin haberine göre, Myanmar'dan geçen ay kaçan iki asker, Myanmar'ın işlediği insanlığa karşı suçlarla ilgili soruşturmanın yürütüldüğü Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) bulunduğu Hollanda'nın Lahey kentine dün götürüldü.

Burada görüntülü ifadeleri alınan askerler, Arakan eyaletinin Buthidaung ve Maungdaw ilçelerinde Arakanlı Müslümanların öldürülmesi ve toplu mezarlara gömülmesinde görev aldıklarını belirtti.

Askerlerin açıklamaları, Myanmar ordusunun, Arakanlı Müslümanların kökünü kurutmaya çalıştığına dair yaygın iddiaları destekler nitelikte.

İfade veren askerlerden 33 yaşındaki Myo Win Tun, Ağustos 2017'de üslerinden "Gördüğünüz ve duyduğunuz herkesi vurun." emri aldığını açıkladı.

Myo Win Tun, bu emre itaat ettiğini ve 30 Arakanlı Müslüman'ın katledilmesi ve bir baz istasyonu ile askeri üs yakınındaki toplu mezarlara gömülmesinde rol aldığını söyledi.

8 kadın, 7 çocuk ve 15 erkeği bir mezara gömdüklerini itiraf eden Myo Win Tun, "Ayrım yapmadan herkesi vurduk. Müslüman erkekleri alınlarından vurduk ve cesetlerini ayaklarımızla çukurlara ittik." dedi.

Myo Win Tun ayrıca bir kadına tecavüz ettiğini itiraf etti.

Arakanlı Müslümanlara karşı ırk ayrımcılığı yaptığını kabul eden Myo Win Tun, üstü olan Albay Than Htike'nin kendilerine "Arakanlı Müslümanları yok edin" emri verdiğini söyledi.

Myo Win Tun, "Müslüman 30 masum çocuk, kadın ve erkeğin öldürülmesinde ve bir mezara gömülmesinde görev aldım." ifadesini kullandı.

"Çocuk veya yetişkin gördüğünüz hepsini öldürün" emri

Er Zaw Naing Tun da 30 Arakanlı Müslüman'ın katledildiği sıralarda yakındaki bir köydeki taburda olduklarını belirtti.

Eski bir Budist rahip olan 30 yaşındaki Zaw Naing Tun, üslerinden "Gördüğünüz çocuk veya yetişkin hepsini öldürün." talimatı aldığını dile getirdi.

"(Rohingyaların yaşadığı) Yaklaşık 20 köyü haritadan sildik." ifadesini kullanan Zaw Naing Tun, kendisinin de cesetleri toplu mezara gömdüğünü aktardı.

Zaw Naing Tun, görevli olduğu taburdaki askerlerle 80 Arakanlı Müslüman'ı öldürdüklerini kabul etti.

Maungdaw'daki aralarında Doe Tan, Ngan Chaung, Kyet Yoe Pyin, Zin Paing Nyar ve U Shey Kya'nın da olduğu 20 köye saldırdıklarını anlatan Zaw Naing Tun, Zin Paing Nyar'da taburunda görevli 4 askerle 7 Arakanlı Müslüman'ı öldürdüğü aktardı.

"Kadınlara tecavüz edilirken nöbet tuttum"

Zaw Naing Tun, silahsız 10 kişiyi yakalayıp öldürdükten sonra köyün kuzeyinde toplu bir mezara gömdüklerini dile getirdi.

Rütbesi çok düşük olduğu için cinsel şiddet suçu işlemediğini iddia eden Zaw Naing Tun, diğer askerler Arakanlı kadınlara tecavüz ederken nöbet tuttuğunu beyan etti.

Bu askerler, "Gördüğünüz ve duyduğunuz herkesi vurun." emrini verenlerin o dönemde Buthidaung ve Maungdaw'da görevli Albay Than Htike, Yüzbaşı Tun Tun ve Çavuş Aung San Oo olduğunu belirtti.

Böylelikle ilk kez Myanmar ordusu (Tatmadaw) mensupları, Birleşmiş Milletler yetkililerinin soykırım kampanyası olarak niteledikleri Arakanlı Müslümanlara yapılan katliamda yer aldıklarını açıkça itiraf etmiş oldu.

Bu arada, Arakanlı çok sayıda köylü de birbirlerinden bağımsız olarak toplu mezarların yerini doğruladı ve bu yerler askerlerin ifadelerinde işaret ettikleri yerlerle örtüştü. Myanmar hükümetinin defalarca inkar ettiği toplu mezarlar, UCM'deki soruşturmada ve diğer yasal süreçlerde kanıt olarak da değerlendirilebilecek.

552. Hafif Piyade Taburu üssünün olduğu bölgenin bitişiğindeki bir köyde yaşayan Arakanlı Müslümanlar, asker Myo Win Tun'u teşhis etti ve bölgedeki iki toplu mezarın yeriyle ilgili detaylı bilgi verdi.

Söz konusu iki asker, gözaltına alınmadı ancak akıbetlerinin ne olacağı henüz açıklanmadı.

Görgü şahidi Rohingyalar vahşeti anlattı

Bangladeş'teki kamplarda kalan Arakanlı Müslümanlardan Basha Miya, anneannesinin öldürülerek bu toplu mezarlardan birine Thin Ga Net köyünden 16 kişiyle atıldığını söyledi. Thin Ga Net, Myanmarlı askerler tarafından daha sonra yakılarak haritadan silindi.

Miya, anneannesini hatırladığında zaman zaman ağladığını ve ona uygun bir cenaze töreni yapamadığı için kötü hissettiğini dile getirdi.

Arakanlı görgü şahitleri, askerlerin, cesetleri toplu mezarlara attıktan sonra üstlerini kapatmak için buldozer getirdiklerini anlattı.

Zin Paing Nyar köyünden Bashir Ahmed de askerlerin 26 Ağustos 2017'de köylerine geldiğini ve önlerine çıkan herkese ateş açtıklarını söyledi.

Ahmed, "Evlerimiz yaktılar. Geriye hiçbir şey kalmadı." dedi.

"Biraz adalet, kimseye adalet sağlanamamasından iyidir"

Merkezi Bangkok'ta bulunan insan hakları örgütü Fortify Rights'ın Başkanı Matthew Smith, bunun Arakanlı Müslümanlar ve adalet için çabalayan Myanmar halkı için muazzam bir an olduğunu söyledi.

Smith, bu askerlerin UCM'de, Myanmar'dan ilk suçlular ve içeriden ilk tanıklar olabileceğini dile getirdi.

UCM'de Arakanlı Müslümanlarla ilgili soruşturmada Bangladeş'e danışmanlık yapan Kanada'daki McGill Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uzmanı Payam Akhavan, Myanmar'da bulunan 600 bin Rohingya'nın da benzer bir vahşete maruz kalmaması için iki askerin hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

Akhavan, "Cezasız bırakmak seçenek değildir. Biraz adalet, kimseye adalet sağlanamamasından iyidir." dedi.

Buthidaung ve Maungdaw'da Ağustos 2017'de, 353 ve 565 Hafif Piyade Taburları "temizlik operasyonları"nı yürütmüştü.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.

Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.

Ontario Uluslararası Kalkınma Ajansının Ağustos 2018'de yayımladığı rapora göre, 25 Ağustos 2017'den bu yana en az 24 bin Arakanlı Müslüman, Myanmar ordusu tarafından öldürüldü. Askerler 34 bin Arakanlı Müslüman'ı ateşe atarken, 114 bin Rohingya'yı da darbetti.

Rapora göre, ordu mensupları 18 bin kadına tecavüz etti.

Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.