Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer bir ülke buğdayını, arpasını, mercimeğini, nohutunu, baklasını, canlı hayvanını, etini, dışarıdan ithal ediyorsa o ülke iflah olmaz. Bizim ülkemizde insanımız çalışmak istiyor. Üretmek istiyor, alın teri dökmek istiyor ve kazancını da almak istiyor, zarar etmek istemiyor" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere Aksaray’a geldi. İlk olarak partisinin belediye bakanlığını yaptığı Aksaray’ın merkeze bağlı Yeşiltepe Belediye Başkanlığını ziyaret eden Kılıçdaroğlu, belediye ziyaretinin ardından belde meydanında vatandaşlarla görüştü.

Meydanda bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, üreticilerin sıkıntı içerisinde olduğunu belirterek, “Biraz önce çiftçimiz ‘20 kat fakirleştik’ dedi. Arabanız olmayabilir ama günde 3 öğün yemek yemek zorundasınız. Bizi besleyecek olanlar çiftçiler. Her alanda üreten çiftçilere destek olmak zorundayız. Eğer bir ülke buğdayını, arpasını, mercimeğini, nohudunu, baklasını, canlı hayvanını, etini, dışarıdan ithal ediyorsa o ülke iflah olmaz. Bizim ülkemizde insanımız çalışmak istiyor. Üretmek istiyor, alın teri dökmek istiyor ve kazancını da almak istiyor, zarar etmek istemiyor. Geliri olsun istiyor, çoluk çocuğuyla huzur içinde geçineyim diyor. Elim ekmek tutsun evime akşam huzur içinde gideyim diyor. Bu imkan sağlanamıyor, sağlanmadı, bundan sonra da sağlanmayacak. Ben sizden sadece şunu istiyorum. Gerçekten üretmek istiyorsanız, gerçekten alın teri dökmek istiyorsanız, gerçekten ürettiğiniz malın karşılığını almak istiyorsanız, önce Allah’a güveneceksiniz, sonra kendinize, en sonunda da bize güveneceksiniz. Size bunların tamamını sağlayacağım. Çiftçi üretiyor, başımızın üzerinde yeri var. Kanun çıkardılar 2006 yılında dediler ki, ‘Çiftçiye her yıl en az milli gelirin yüzde 1’i oranında destek verilir.’ Sizin devletten 210 milyar lira alacağınız var. Eski parayla 210 katrilyon lira alacağınız var. Bankalara borçlusunuz. Tarım krediye borçlusunuz. Üzerine faizi bindirdiler nereden ödeyeceksiniz? Nasıl ödeyeceksiniz? Sözüm var, o faizlerin taamını sileceğim, tamamını. Sadece ana parayı ödeyeceksiniz. Bunu söylüyorum, kızıyorlar. Her türlü hakareti yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar inandığım yoldan beni geri döndüremeyecekler. Halk için, millet için çalışacağım. Alın teri döken için çalışacağım, emek harcayan için çalışacağım. Çoluğunun çocuğunun rızkını emeğiyle kazanan insanın hakkı için çalışacağım. Adalet için çalışacağım ve sizin için çalışacağım" dedi.

"EN ÇOK MAĞDUR EDİLENLERİN BAŞINDA ESNAFLAR GELİYOR"

Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Başkanla konuştum biraz önce dedi ki, ‘Eskiden belediye borç batağındaydı. Şimdi çok şükür hiç kimseye borcumuz yok. İşçisi, memuru, emeklisi arzu ettiği kadar ücretini alabiliyor. Tıkır tıkır aylıklarını ödüyoruz. En düşük işçi aylığı 3 bin 500 lira. Devletin belirlediği 2 bin 890 lira.’ Hükümetten daha çok kendi çalıştırdığı işçileri düşünen bir belediye başkanınız var. Bu belediye başkanı ile herkesin gurur duyması lazım. Bu belediye başkanı 3 bin 500 lirayı verdiği zaman kim kazanıyor? Buradaki esnaf kazanacak. Dolayısıyla esnafta mağdur edilmeyecek. En çok mağdur edilenlerin başında da esnaflar geliyor. Dükkanı kapattın, kahveyi kapattın, pastaneyi kapattın, her tarafı kapattın. Peki bu insan ne ile geçinecek? Bu insan nasıl geçinecek? Bu sosyal devlet yolu, bu sosyal devlet nerede? Kim esnafın hakkını savunacak? Kim çiftçinin hakkını savunacak? Kim üretenin hakkını savunacak? Bütün bunların hepsinin bilinmesi lazım. Ben bir şey istiyorum sadece. Bu memlekete huzur gelsin, bu memlekete bereket gelsin. Bu memlekette herkes çalışsın, herkes üretsin. 10 milyonun üzerinde işsizliğimiz var 10 milyonun üzerinde. Biz dışarıdan değil, kendi topraklarımızda ürettiklerimizi alalım. Eğer patates üreticisi ektiği patatesi satamıyorsa, buğday üreticisi ektiği buğdayın karşılığını alamıyorsa, nasıl geçinecek bu insanlar. Görev kime düşüyor? Bana düşen görevi ben elimden geldiği kadar yapmaya çalışıyorum. Size de görev düşüyor. Oturup hepimizin düşünmesi lazım. 19 yıldır memleketi yönetenler nasıl bu hale getirdiler Türkiye’yi? Hepimizin düşünmesi lazım. 1 yıl değil, 5 yıl değil, 10 yıl değil, 15 yıl değil, 19 yıldır memleketi yöneteceksin 20 milyon işsiz olacak. 19 yıldır memleketi yöneteceksin çiftçi perişan olacak. 19 yıldır memleketi yöneteceksin esnaf perişan olacak. E artık sizin de elinizi vicdanınıza koyup düşünmemiz lazım. Kim memleketi düşünüyorsa, çiftçiyi düşünüyorsa, alın terini, emeği düşünüyorsa oyunuzu götürüp ona vereceksiniz. Benim sizlerden isteğim budur. O zaman ne olur memlekete huzur gelir, memlekete bereket gelir. Elin çiftçisi kazanacağına Hollandalı, Amerikalı, Arjantinli, onlar kazanacağına neden bizim çiftçi kazanmıyor? Onların ürününü alıyoruz, ya biz de ekecek adam mı yok? Ekecek tarla mı yok?"

"EN BÜYÜK GÜCÜMÜZDE HALKTIR"

Hollanda toprağının Konya’dan küçük olduğu örneğini veren Kılıçdaroğlu, "Hollanda’nın yıllık tarım ürünü ihracatı 185 milyar dolar. Biz Hollanda’dan çiçek de alıyoruz, peynir de alıyoruz, her şeyi alıyoruz Hollanda’dan. Peki bu bereketli ovada neden ekmiyoruz. Sizin düşünmeniz lazım, benim düşünmem lazım. Bu memleket bizim memleketimiz. Bu memlekette kavga değil, bu memlekette huzura ihtiyacımız var. Her evde huzura, her evde huzur olsun, bereket olsun, her evde tencere kaynasın. Her evde hepimiz huzur içinde yaşayalım. Komşularımızla ilişkilerimiz öyle gitsin. Hiçbir çocuk bu coğrafyada yatağa aç girmesin. En büyük arzumuz budur. Bu arzuyu gerçekleştirmek için zaten çaba harcıyoruz. En büyük gücümüzde halktır. Gücümüzü sizden alıyoruz. Destek verirseniz bu memleketi hiç endişe etmeyin. En geç 5 yıl içinde bu bölgenin en güçlü, en dirayetli, en çok üreten, en çok ihracat yapan, en çok gelir elde eden ülkesi haline getireceğiz. Çünkü biz kendi cebimize değil vatandaş için çalışacağız. Malı götürmek için değil vatandaş kazansın diye yapacağız" diye konuştu.

(Yasin Can - Yavuz Akkan/İHA)