İran'ın önde gelen Sünni din adamlarından Mevlevi Abdulhamid İsmailzehi, devlet kurumlarında ehli sünnete mensup vatandaşların istihdam edilmemesine ilişkin, "Ehli sünnet mensubu birinin liyakati yoksa işe almasınlar fakat liyakat sahibi olan da mezhebi ve itikadı sebebiyle mahrum edilmesin." dedi.

İran'da yayımlanan reformist İtimad gazetesine özel mülakat veren İsmailzehi, ülkedeki sorunlara ilişkin görüşlerini ve ehli sünnete mensup vatandaşların durumunu değerlendirdi. 

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin 2013'te göreve geldiği zaman Sünnilerin yoğun olduğu bölgelerde önemli değişikliklere imza attığını anlatan İsmailzehi, Sünni vatandaşların cumhurbaşkanının ikinci döneminde ehli sünnete mensup milletvekillerini bakan olarak atayacağı veya büyükelçilerin bir kısmının ehli sünnet arasından atanacağı ümidiyle Cumhurbaşkanı Ruhani'ye oy verdiğini fakat Ruhani'nin ikinci döneminde bu beklentileri karşılamadığını belirtti.

Sünnilerin devlet kurumlarına istihdam sorunu

Devlet kurumlarında ehli sünnete mensup vatandaşların istihdam edilmediğini anlatan İsmailzehi, konu hakkındaki şikayetlerini İçişleri Bakanlığı'na ilettiğini ancak gerekli ilginin gösterilmediğini aktardı.

Sünni vatandaşların yoğun olduğu Sistan ve Beluçistan eyaletinden örnek veren İsmailzehi, "Sistan ve Beluçistan eyaletindeki halkın yüzde 75'i ehli sünnet olmasına rağmen 300 personelin istihdam edildiği bir devlet kurumunda sadece 18 ehli sünnet mensubu çalıştırılıyor. Eğer ehli sünnet mensubu birinin liyakati yoksa işe almasınlar fakat liyakat sahibi olan da mezhebi ve itikadı sebebiyle mahrum edilmesin." dedi.

İranlı din adamı, istihdam konusunda ayrımcılık yapılmasının bölgedeki tarım, hayvancılık, sanayi ve ticarete olumsuz etkilerinin olduğunu söyledi.

"Biz bu topraklara ihanet etmeyiz." diyen İsmailzehi, ayrımcılığın ortadan kaldırılması için ülkede liyakat ilkesinin benimsenmesi gerektiğini belirtti.

Ehli sünnet vatandaşların yoğunlukta olduğu bölgelerde baskı görmediklerini anlatan İsmailzehi, fakat Sünnilerin azınlıkta olduğu bazı bölgelerde mezhep baskısıyla karşılaştıklarını aktardı.

"ABD ile müzakereleri tavsiye etmiyoruz"

Ülkenin ciddi ve karmaşık sorunlarla karşı karşıya olduğunu ve sorunların çözümü için ülke içinde ve dışında müzakereleri desteklediklerini belirten İsmailzehi, "Fakat şu anda ABD ile müzakerelerin ülke çıkarlarına hizmet edeceğini düşünmüyor ve tavsiye etmiyoruz." dedi.

İsmailzehi, ABD'nin ülkeye dayattığı şartların kabul edilemez olduğunu ve bu ülkeyle müzakerelerin sorunları ortadan kaldırmadığını ifade ederek, şunları söyledi:

"İlk olarak nerede hata yaptığımızı görmemiz gerek. Yanlış yollardan gitmişsek onu düzeltmeliyiz. İkinci olarak ABD ile müzakere edeceğimize halkla müzakere etmeliyiz. Halkın şartlarını kabul etmeliyiz."

"Türkiye'deki konferansa katılmama izin verilmedi"

İsmailzehi kendisine yönelik seyahat yasağı uygulanıp uygulanmadığına yönelik soruya ise "Evet bazı kentlere yolculuk edemiyorum. Ülke dışında ise hac ve umre dışında başka bir yere gidemiyorum. Bu yıl Katar'a seyahatim de engellendi. Dün Türkiye'de birçok Şii alimin katıldığı bir konferans düzenlendi. Konferansa katılmaları için önerdiğim kişiler gitti ancak benim gitmeme izin verilmedi." dedi.

Bu yasağın nedenine ilişkin sorulan soruya İsmailzehi, "Aklıma bir neden gelmiyor. Yetkililere sormak gerekir." ifadesini kullandı.

"İsrail ve ABD ehli sünnet mensubu vatandaşları kışkırtmak istedi"

İsmailzehi, ülkenin çıkarlarını ve güvenliğini her şeyden üstün tuttuklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Tarih boyunca başta İsrail ve ABD olmak üzere İran'la sorun yaşayan ülkeler ülkedeki ehli sünnet mensubu vatandaşları kışkırtarak sorun çıkarmak istedi. Özellikle (Eski ABD Başkanı George) Bush döneminde bunun için ciddi çaba harcadılar. Sorunları Sistan ve Beluçistan eyaletinden başlatmak istediler fakat biz onların karşısında durduk. Onlara izin vermedik çünkü ülkenin güvenliğinin sarsılmaması gerektiğine inanıyoruz."