Bartın Üniversitesi III. Ar-Ge Proje Pazarı’nda birinci olan “Askeri Uygulamalar İçin Yüksek Performanslı Hibrid Yakıt Hücresi Tasarımı” yapılan uzun soluklu çalışmaların ardından bor ve perlit madenleri kullanılarak yüzde 100 yerliliğe ulaştırıldı.

Bartın Üniversitesi III. Ar-Ge Proje Pazarı’nda birinci olan “Askeri Uygulamalar İçin Yüksek Performanslı Hibrid Yakıt Hücresi Tasarımı” ile ilgili son çalışmalar da tamamlandı. Girişimci Erhan Demircioğlu tarafından geliştirilen sistem Bartın Üniversitesi’nden aldığı destekle yüzde 100 yerliliğe ulaştırıldı. Son olarak sistemin çalışmasını sağlayan kritik membran yakıt hücreleri (Polimer Elektrolit Membran Yakıt Hücresi-PEMFC) ilk defa yerli ve milli imkânlar kullanılarak üretildi. Membranlar üretilirken rezervinin büyük kısmı Türkiye’de olan Bor ve Perlit madenleri kullanıldı. Böylece metrekaresi 3 bin dolara ithal edilen membranın metrekare maliyeti yerli ve milli imkânların kullanılmasıyla 400 dolara kadar düşürüldü.

“MEMBRAN ÜRETİMİ YAPAN ÜLKELERDEN BİRİ OLDUK”

Haberleşme sistemleri başta olmak üzere birçok cihazda kullanılan membranı alternatif bir yöntem geliştirerek ürettiklerini belirten Demircioğlu, Türkiye’nin bu alanda artık dışa bağımlılığının olmadığını ifade etti.

Demircioğlu, membran üreten sayılı ülkelerden biri olduklarını kaydederek “Günümüzde, hidrojen yakıt hücreleri, verimli ve çevreye uyumlu bir enerji üretim teknolojisi olarak öne çıkmaktadır. Proton değişim membran yakıt hücreleri düşük çalışma sıcaklığında yüksek verim elde edilmesi, sessiz çalışması, saf su ve ısı dışında herhangi bir atık ortaya çıkarmamasından dolayı en çok ilgi çeken yakıt hücresi türüdür. Membran, PEMFC’nin kalbi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca ülkemiz bu membranda dışa bağımlıdır. Bu nedenle çalışmalar alternatif membran arayışı üzerine yoğunlaşmıştır. Böylece membranı üreten sayılı ülkelerden biri olduk” dedi.

“MUADİLLERİNE GÖRE 6 KAT DAHA DAYANIKLI”

Projenin temel hedefi ve faydaları üzerinde bilgiler de veren Demircioğlu, “Rezervlerinin yüzde 73’ü ülkemizde olan borun, türevi borik asit ve rezervlerinin yüzde 65’i ülkemizde olan perlit kullanarak membran ihtiyacındaki dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak ve daha iyi performans özelliklerine sahip membran üretimi gerçekleştirmek en temel hedefimizdir. Şu anda mevcut membranların üretim maliyeti metrekarede 3 bin dolar ve kimyasal-fiziksel dayanımları azdır. Üretmiş olduğumuz kompozit membran Nafion membranlardan 6 kat daha iyi fiziksel-kimyasal dayanıma sahiptir” diye konuştu.

“TSK İÇİN GELİŞTİRİLEN SİSTEMDE KULLANILIYOR”

Demircioğlu, üretilen membranın birçok kullanım alanı olduğunu da hatırlatarak, “Membranların kullanım alanlarının başında; enerji üretimi için kullanılan yakıt hücreleri, savunma sanayinde taşınabilir telsiz sistemlerinin acil güç ihtiyaçları, hidrojen üretimi sağlayan elektroliz sistemleri, elektrikli hibrit araçlar, taşınabilir kişisel elektronik eşyalar, uzay araçları vb. gelmektedir. Biz Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için geliştirdiğimiz bir savunma sanayi projemizde de bu membranı kullanıyoruz. Taşınabilir telsiz sistemlerinin acil güç ihtiyaçlarını karşılamak adına taşınabilir hidrojen yakıt hücresi sistemini geliştirdik. Burada kullanılan yakıt hücresinin ana kalbinde bugüne kadar yurt dışından getirttiğimiz Nafion membranları kullanıyorduk. Bu şekilde hem üretim maliyetimiz artıyor hem de stratejik bir alanda dışa bağımlı kalıyorduk” ifadelerini kullandı.

“YENİLİKÇİ BİR ÇALIŞMAYI HAYATA GEÇİRDİK”

Yapılan çalışmayla ilgili patent başvurusu yaptıklarını da kaydeden Demircioğlu, “Bartın Üniversitesi III. Ar-Ge Proje Pazarı’nda ilk defa vitrine çıkan projemizi geliştirdik. Bartın Üniversitesi’nden aldığımız destek ve motivasyon bu üretimi yapmamızda etkili oldu. Yerli ve milli üretime katkı sağlamak için düzenlenen bilim şöleninde ve sonrasında bizlerden desteklerini esirgemeyen Saygıdeğer Rektörümüz Prof. Dr. Orhan Uzun başta olmak üzere katkı sunan tüm bilim insanlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

REKTÖR UZUN TEBRİK ETTİ

Demircioğlu’nu tebrik eden Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ise “Ülkemizin yerli teknoloji atağına katkı sunmak amacıyla gösterdiğimiz gayretin sonuçları görmekten mutluluk duyuyoruz. Bu noktada düzenlediğimiz tüm etkinliklerimizle Ar-Ge ve yenilik bilincinin yaygınlaşması ile Türkiye’nin teknoloji üreten bir topluma dönüşümüne katkı sunmak hedefindeyiz. Tüm bileşenlerimizle sürdürdüğümüz bu yolculuğumuzda her alanda yerli ve milli imkânları en üst seviyeye çıkarmak istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

(Bülent Bostancı/İHA)