Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Muhyiddin el-Karadaği, Katar ile bazı Arap ülkeleri arasında yaşanan krizi AA muhabirine verdiği özel mülakatla değerlendirdi.

Karadaği, bu krizi "Filistin meselesine karşı kurulmuş bir komplo" olarak okuduğunu söyledi.

Karadaği, krizin ABD Başkanı Donald Trump'ın bölgeyi ziyaretinin ve ABD hazinesine yarım trilyon doları aşkın para aktarılmasıyla sonuçlanan toplantıların ardından patlak verdiğine dikkati çekerek, "Din adamlarının şunu iyi anlaması gerekir. Körfez'deki kriz, ümmeti daha fazla bölmek ve ABD'nin bölgede istediği kaos ortamını yaymak isteyen Filistin meselesine karşı hazırlanmış bir komplodur." değerlendirmesinde bulundu.

Bazı Müslüman din adamlarının, Katar'ı hedef alan ablukaya verdiği destekten esef duyduğunu ifade eden Karadaği, şöyle devam etti:

"Bu dine aykırı bir tutumdur. Aslolan, din adamlarının Katar'ı boykot etmesi değil, barış ve kardeşliğe çağırmasıdır. Din adamları, siyaseti ve zulmü aklamayı bir tarafa bırakmalı, Müslümanlar arasındaki bağı koparmamalı, irşad görevini yerine getirmelidir."

"Körfez krizi Siyonist projeye hizmet ediyor"

Karadaği, İslam dünyasının içine sokulan bu krizlerin, Kudüs'ü özgürleştirmeye çağıran "İslam projesine" karşı "Siyonist projeye" hizmet ettiğini savundu.

Ambargo uygulayan ülkelerin bazı dışişleri bakanlarının, ablukanın nedeni olarak "Katar'ın Hamas'ı desteklemesini" ortaya attıklarını ve bu gerekçeyi dile getirmekten utanmadıklarını vurgulayan Karadaği, "İşgalcilere karşı direnen ve savaşan Hamas'a, nasıl olur da terör örgütü denir. Uluslararası hukukta bile meşru görülen bu durum, nasıl olur da terör meselesine dönüştürülebilir." diyerek şaşkınlığını dile getirdi.

Mısır'ın "imtihan günü" olarak nitelendirdiği, ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrildiği 3 Temmuz askeri darbesinde Selefi eğilimli Nur Partisi'nin Suudi Arabistan destekli darbecilere destek verdiğini hatırlatan Karadaği, Körfez krizinin de birçok kişinin "kirli çamaşırını" ortaya çıkardığını ifade etti.

"Türkiye'nin tutumu istikrara katkı sağlıyor"

Türkiye'nin tutumunun, "mevcut istikrar ortamına" katkı sağladığını vurgulayan Karadaği, Ankara'nın ambargo uygulayan ülkelerle de ilişkilerinin iyi olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin Katar'daki askeri üssü ve ekonomik desteğinin de katkısıyla Katar'ın, siyasi, sosyal ve ekonomik açıdan iyi bir durumda olduğunu" dile getirdi.

Katar'ın yürüttüğü diplomatik çabaları ve medyada kullandığı söylemi "dengeli" olarak nitelendiren Karadaği, Doha yönetiminin, krize tepkisel yaklaşmak yerine ahlaki bir tavır takındığını savundu.

Karadaği, Doha'nın, kurduğu uluslararası ilişkiler ve Türkiye'nin sağladığı denge sayesinde krizin devam etmesi durumunda bile ablukadan kaynaklı olumsuz etkileri hafifletebileceğini aktardı.