Dışarıda silah, içeride sahte demokrasi tellallığı!

 

Sözüm “katil Öcalan’ın müzakerecisi” AKP’lilere…

Sözüm Liberallere…

Sözüm PKK’nın kuyruğundaki solculara…

Sözüm Sosyal demokratlaradır.

Bilesiniz ki;

PKK’yı “düz ova” mantığıyla siyaseten destekleyip,

Batının tasarlanmış elverişli düşmanını esas alarak,

PKK’yı haklı çıkarma gayretleriniz,

Bölünmeyi asla durdurmayacaktır.

Çünkü PKK,

1978 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesi Fis köyünde yaptığı kuruluş toplantısında aldığı “Bölme” kararından asla ama asla vazgeçmemiştir.

*

Siz bakmayan HDP’nin;

“Türkiye’yi bölmek gibi bir niyetimiz yok” propagandasına. 

Bu propagandanın iki amacı vardır.

Birincisi; Kürtleri konsolide etmek.

İkincisi; Batı ve Orta Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımızın tepkisini yumuşatmak.

Asıl amaçsa biraz silah, biraz demokrasi imkanlarını kullanarak,

Nihai hedef olan “bölünmeye” varmak.

Çünkü PKK, HDP, KCK, İmralı ve Kandil.

Dışarıda silah, içeride sahte demokrasi tellallığı yaparak,

Ülkeyi hem silahla, hem siyasetle adım adım bölüyor.

*

Hatırlayın,

Çok değil, daha birkaç ay önce,

Başbakan yardımcıları, AKP ve HDP yetkilileri,

Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde ortak bir deklarasyon açıklamış,

Yandaş gazeteler “Çözüm sürecinde düğüm çözüldü” manşetleri atmış…

İktidar yetkilileri “Silahlı mücadeleden siyasi müzakereye geçtik” yorumları yapmıştı.

Ne oldu?

Bildirgenin hemen ertesinde…

PKK yöneticisi Cemil Bayık ve Murat Karayılan konuştu;

“Silah bırakmamız için TSK Güneydoğu’dan çekilmeli!”

Bitti mi?

Bitmedi.

Dediler ki;

“Karakol yapımları duracak. Köy koruculuğu bitecek. Askeri yollar ve askeri amaçlı barajlar yapılmayacak. Operasyon ve keşifler son bulacak.”

*

Sözün özü…

Ortak deklarasyon, birkaç gün içinde, ortak bir bilinmeze sürüklendi.

Şimdi siz; % 10 barajının üstüne çıkıp meclise 80 vekil sokmuş HDP’nin Cemil Bayık ve Murat Karayılan’dan farklı düşündüğünü mü zannediyorsunuz?

Şimdi siz; HDP’nin PKK’ya terör örgütü diyeceğini mi zannediyorsunuz?

Şimdi siz; HDP’nin PKK, Kandil, KCK ve İmralı üzerinde bir yaptırım gücü olduğunu mu zannediyorsunuz?

Şimdi siz; HDP’nin PKK’ya silah bıraktıracağına mı inanıyor musunuz?

Ya da tam tersi,

Siyasi uzantısı meclise girdi diye,

PKK’nın bu şartlardan vazgeçeceğini mi umuyorsunuz?

*

Yok…

Neden vazgeçmesin diyorsanız,

Hemen söyleyeyim.

PKK’nın üstüne basa basa saydığı ve doğrudan milletin egemenliğine kasteden maddeler ortadayken,

Kandilden kin ve kan kusan Karayılan’ın daha bugün gazete ve televizyonlara yansıyan; “Türkiye’yi savaş alanına dönüştürürüz” açıklamaları ortadayken,

Sizce PKK gerçekten silah bırakır mı?

Amerika’nın “Büyük Kürdistan” stratejisini gerçekleştirmesi için,

Sözde demokrasi adına bas bas bağıranlara diyorum ki;

Ne kadar bağırırsanız bağırın,

PKK silah bırakmaz.

İşte bunu gören AKP ve Erdoğan’da şimdi son kozunu oynayıp,

Türk askerini Suriye’ye sokmaya çalışıyor.

Hem de bedelini düşünmeden!