Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'nin topraklarının, arkasında kim olursa olsun bir terör örgütü tarafından kontrol edilmesinin Suriye'nin toprak bütünlüğü için tehdit oluşturduğunu belirterek, "Bu terör örgütü, aynı zamanda bizim güvenliğimize yönelik de tehdit oluşturuyor. Dolayısıyla bu terör örgütlerinin tıpkı DEAŞ gibi Suriye topraklarından ayrılması gerekiyor." dedi.

Çavuşoğlu, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif ile başkent Moskova'da düzenlenen Üçlü Dışişleri Bakanları toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Astana sürecinin garantörleri Türkiye, İran ve Rusya için Suriye'nin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasının ortak bir payda oluşturduğunu vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Bu anlayışla, tüm terör örgütleriyle, DEAŞ, El Kaide, PKK, PYD, hepsiyle mücadeleyi sürdüreceğiz. Türkiye olarak Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatıyla yaklaşık 4 bin kilometrekareyi teröristlerden temizledik. Şimdi buralara, evlerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli kardeşlerimizin dönmesine hep birlikte yardımcı olmamız lazım. Buralara da Suriye'nin her yerinden insani yardımların ulaştırılması da ortak alanımızdır." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Suriye'de yaşanan siyasi krize, siyasi bir çözümün bulunması gerektiğinin altını çizerek, "En önemlisi de Suriyeliler tarafından sahiplenecek ve Suriyeliler tarafından yürütülecek bir çözüm süreci olmasını istiyoruz. Bu anlayışla sürdürdüğümüz Astana toplantıları Suriye'deki şiddetin kayda değer bir şekilde azalmasını sağladı. Ateşkes ihlalleri azaldı. Astana sürecinin, Suriye konusundaki etkili tek uluslararası girişim olduğunu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.

Astana'nın oynadığı rolün ve katkısının görmezden gelinmemesi gerektiğine işaret eden Mevlüt Çavuşoğlu, "Astana formatı, sahada tansiyonun azaltılmasına katkı sağladı, rejim ve muhalefeti bir masa etrafında toplayarak, iki tarafı da siyasi sürece angaje etti. Bazı çevrelerin, Astana'nın katma değerini teslim etmediklerini ve bu formatı dışlamaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu son derece haksız bir yaklaşımdır ve Suriye'deki siyasi çözüme de bir katkısı yoktur. Nitekim mevcut şartlar altında, Cenevre süreci, adeta Astana'dan çıkacak sonuçları bekler halde geldi. Esasen Cenevre'deki son 6 görüşme turu, Astana sayesinde düzenlenebildi. Dolayısıyla Astana'nın oynadığı rolü ve katkısını kimse görmezden gelmesin." şeklinde konuştu.

Münbiç konusunda ABD ile müzakereler

Çavuşoğlu, Suriye'nin topraklarının, arkasında kim olursa olsun bir terör örgütü tarafından kontrol edilmesinin Suriye'nin toprak bütünlüğü için tehdit oluşturduğunu belirterek, "Münbiç'te ve özellikle Fırat Nehri'nin doğusunda, Suriye topraklarının önemli bir kısmını YPG maalesef kontrol altında tutuyor. Burada demografik yapıyı da değiştirdiler. YPG/PKK bir terör örgütüdür. Bu terör örgütü, aynı zamanda bizim güvenliğimize yönelik de tehdit oluşturuyor. Dolayısıyla bu terör örgütlerinin tıpkı DEAŞ gibi Suriye topraklarından ayrılması gerekiyor." dedi.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Esasen, ABD ile konuştuğumuz konu da budur. Bugüne kadar ABD, bu terör örgütüne ciddi destek verdi. Şu anda bu desteğin kesilmesinin yanında, bize de YPG'nin buralardan, özellikle Münbiç'ten başlayarak ayrılması konusunda da 2016'da sözü var ve o günden bu yana o söz sürekli teyit ediliyor. Bizim şimdi üzerinde durduğumuz konu, bu sözün tutulması ve YPG'nin buralardan ayrılması."