TUNUS (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye ve Tunus, hep birlikte, güçlü şekilde şunu söylemektedir; 'Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir.' Kudüs'ün tarihi statüsüne ve kutsiyetine yönelik hiçbir adım kabul edilemez." dedi.

Erdoğan ile Tunus Cumhurbaşkanı El-Baci Kaid es-Sibsi, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki baş başa ve heyetlerarası görüşmeler sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.

Tunus Cumhurbaşkanı Sibsi'nin nazik davetine icabetle Tunus'ta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti belirten Erdoğan, Tunus'un tüm alanlarda kaydettiği gelişmelerin önemine işaret etti.

Erdoğan, 2013'te başbakan olarak gerçekleştirdiği bir önceki ziyaretinden bu yana Tunus'un geçiş sürecinde tarihi nitelikte birçok adım attığını vurguladı.

Tunusluların, uzlaşı ve kapsayıcılığa dayalı siyasi süreçlerinin tüm bölge için bir ilham kaynağı olduğunu düşündüğünü belirten Erdoğan, "Bu başarı hikayesinin altında imzası olan tüm Tunuslu siyasileri kutluyorum, tebrik ediyorum. Tunus'un kalben dostu olan Türkiye'nin, daima yanınızda olduğunu da özellikle ifade etmekte fayda görüyorum." diye konuştu.

- "Bölge sorunlarını ele alma fırsatını bulduk"

Erdoğan, mevkidaşı Sibsi ile baş başa ve heyetlerarası görüşmelerde ikili ve özellikle de bölge sorunlarını ele alma fırsatını bulduklarını aktardı.

Son dönemde gerek Türkiye'de gerek Tunus'taki yoğun gündem sebebiyle gerçekleştiremedikleri üst düzey ziyaretlere ivme kazandırmayı kararlaştırdıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu konuda aramızda Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Anlaşması da olduğuna göre, bakanlarımızın çok daha sık bir araya gelmeleri gerekiyor ki Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyde başbakanlar da karşılıklı olarak bir araya gelme fırsatını bulsunlar."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik ilişkilerde ticaret, yatırım, enerji, turizm ve tarım alanlarında işbirliğini daha da geliştirmek istediklerine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şu anda 1 milyar 125 milyon dolar olan ticaret hacmimizi çok daha yükseklere çıkarmamızda fayda var diye düşünüyorum. Bugün, Tunus'un yaşamış olduğu ekonomik sıkıntılar ve dış ticaret açığının nedenlerini aramızda görüşme fırsatı bulduk. Türkiye olarak neler yapabileceğimiz konusunda fikirlerimizi karşılıklı olarak paylaştık. Sayın Başbakan ile de bu konuları görüşeceğiz, bakanlarımız aynı şekilde muhataplarıyla bu konuları görüştüler ve görüşmeye de devam edecekler.

Ülkelerimiz arasındaki ticaretin dengeli bir şekilde artırılması noktasında mutabık kaldık. Ekonomi bakanlarımız, ilgili yetkililerimiz eşgüdüm halinde çalışmaya devam edecekler. Şunu buradan açık ve net ifade etmek isterim; Tunus'un huzurunu, istikrarını, ekonomik büyümesini kendimizinkinden ayrı görmüyoruz. Tunus'un kalkınması, Türkiye'nin kalkınması demektir. Bu amaçla uygun koşullarla açtığımız 300 milyon dolarlık kredi Tunus tarafınca kullanılmış olup, 300 milyon dolarlık kredi de kullanılmayı bekliyor. Öte yandan TİKA'nın faaliyetleri de Tunus'un kalkınma çabalarına katma değer sağlamayı sürdürüyor."

Tunus'a ekonomik alandaki desteğin artarak süreceğine işaret eden Erdoğan, "Gerçekleştireceğimiz ekonomi ve yatırım forumu toplantısında da özel sektörümüzü Tunus'a daha fazla yatırım yapmaya teşvik edeceğiz. Buraya 150 kadar iş adamıyla beraber geldik ve Tunuslu iş adamları ile iş adamlarımız bugün ekonomi bakanlarımızın katılımıyla bir toplantıyı da gerçekleştirecekler." dedi.

- "Bayrağımızdaki birlik gibi"

Erdoğan, Tunus'un terörle mücadelesine tam destek verdiklerini ve vermeye de devam edeceklerini belirtti.

Türkiye'nin, polis eğitimi, terörle mücadele konusunda tecrübe aktarımı ve savunma sanayi ürünleri alanında Tunus ile devam eden işbirliğini geliştirmeye hazır olduğunu vurgulayan Erdoğan, "15 Temmuz darbe girişimi karşısında sergilediğimiz dayanışma ve FETÖ ile mücadelemizde verdikleri destek için Tunus makamlarına, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere müteşekkir olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Bölgesel gelişmeler kapsamında başta Kudüs olmak üzere uluslararası gündemdeki birçok meselede aramızda benzer görüşler var. Bu benzer görüşler de bizim aynen bayrağımızdaki birlik gibi burada da birliğimizi ortaya çok açık ve net koyuyor. Demek ki 'tek bayrak', böyle bir durum söz konusu. Temennim odur ki bu, ruhlarımızın da dışa yansıması olsun." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bölgesel gelişmeler kapsamında başta Kudüs olmak üzere uluslararası gündemdeki birçok meselede özellikle bu dayanışmayı sürdürdürdüklerini ve sürdürmeye de devam edeceklerini bildirdi.

Erdoğan, ABD'nin, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma konusunda attığı yanlış adımın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda nasıl geri döndüğünün, nasıl tüm dünya tarafından püskürtüldüğünün görüldüğünü ifade etti.

- "Kudüs, bizim kırmızı çizgimizdir"

Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"128 ülke bir tarafa, 9 tane ki bunun bir tanesi Amerika Birleşik Devletleri, diğer 8 tanesi herhalde Tunus'un ilçeleri gibidir. Bundan sonra ne gibi adımlar atacağız, bunları da yine beraberce konuşarak, görüşerek inşallah bu adımları da atacağız. Türkiye ve Tunus, hep birlikte, güçlü şekilde şunu söylemektedir, 'Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir.' Kudüs'ün tarihi statüsüne ve kutsiyetine yönelik hiçbir adım kabul edilemez."

İslam aleminin ortak sesi olarak İstanbul'da olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesinde de aynı hususun altının çizildiğini, sonuç bildirgesini de bu şekilde açıkladıklarını hatırlatan Erdoğan, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden sonra atılan adım gerçekten önemliydi. Küresel vicdan, hukuk dışı ve adaletsiz bu karara müsamaha göstermedik. Filistin'e ve barış sürecine yönelik desteğimizi sürdüreceğiz." diye konuştu.

- "Türkiye'nin, Libya'daki sürece aktif çabası devam edecektir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'nın bir an önce istikrara kavuşması noktasında Türkiye ve Tunus arasında tam mutabakatın bulunduğuna da vurgu yaptı.

Bu konuda, Tunus Cumhurbaşkanı Sibsi'nin insiyatifiyle başlatılan çabaları desteklediklerini belirten Erdoğan, "Libyalı kardeşlerimizin siyasi çözüme yönelik diyalog ve uzlaşıyla bugüne kadar sürdürdükleri çabalarda başarı elde edebileceklerini düşünüyoruz. Şu anda biz Libya'da büyükelçiliğimizi açma çalışmalarımızı da devam ettireceğiz. Tunus'un istikrarı ve güvenliği, Libya'nınkiyle bağlantılığı olduğundan Türkiye'nin, Libya'daki sürece aktif çabası devam edecektir." ifadesini kullandı.

Erdoğan, konukseverliğinden dolayı mevkidaşı Sibsi'ye bir kez daha teşekkür ederek, "Kendilerini en kısa zamanda resmi ziyaret için ülkemde ağırlamaktan duyacağım memnuniyeti kendilerine de ifade ettim." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'de Esed'le yürümek kesinlikle mümkün değildir. Ne için? 1 milyona yakın vatandaşını öldürmüş olan bir Suriye'nin başkanıyla nasıl olacak da geleceği kucaklayacağız? Suriye'nin halkı böyle birisini başında görmek ister mi? Çünkü Esed, kesinlikle açık ve net söylüyorum, devlet terörü estirmiş aslında bir teröristtir." dedi.

Erdoğan ile Tunus Cumhurbaşkanı El-Baci Kaid es-Sibsi, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki baş başa ve heyetlerarası görüşme sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

BM Genel Kurulu'ndaki Kudüs kararına ilişkin oylamanın hatırlatılması ve "İlerleyen süreçte hem İslam ülkelerinin hem de diğer ülkelerin nasıl hareket etmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? Türkiye bu konuda nasıl bir yol izleyecek?" sorusuna Erdoğan, "Tabii bu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki bir A planıydı ama orada malum Güvenlik Konseyi'nde Amerika Birleşik Devletleri'nin ters tutumu tek başına A planının... Hani hep 'Dünya 5'ten büyüktür.' diyorum ya bunu tabii boşuna söylemiyoruz. Yani bir ülke, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni kilitleyebiliyor. Tamam da acaba bu 5 tane daimi üye içerisinde bir Müslüman ülke var mı? Yok." karşılığını verdi.

- "Ses çıkarmaya gelince kimse sesini çıkaramıyor"

İkinci Dünya Savaşı şartları içinde hazırlanan BMGK'nin reforme edilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Niye orada Tunus olmasın? Niye orada biz olmayalım? Dönüşümlü olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde daimi üyelik hakkının dünyadaki, Birlemiş Milletler'de malum şu anda 196 ülke var, hepsinin burada 2 yılda bir yer alması lazım. Bu teklifimdir ve bunu nereye gidersem gideyim söylüyorum. Bununla ilgili de bir kitabım var. Bunu devam ettireceğiz ama istiyoruz ki burada Tunus da yer alsın, biz de yer alalım, Libya da alsın, diğerleri de alsın. Hepsi burada yerini alsın. İkili yaptığımız görüşmelerde herkes 'Haklısınız.' diyor ama ses çıkarmaya gelince kimse sesini çıkaramıyor. Niye? 'Acaba Amerika, Çin, Fransa, Rusya, İngiltere ne der?' Böyle bakıyorlar. Öyleyse gelin, sesimizi hep birlikte çıkartalım ve bu bizim hakkımız, hakkımızı alalım. Tabii bütünüyle şu anda attığımız bu adım da bir A planı, B planı, C planı. B planı neydi? Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ydu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da hedefe ulaştık.

Zira Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin, Amerika Birleşik Devletleri'nin olumsuz tutumuna karşı onurlu duruşu bir defa yani dolarla bu işin olmayacağı veyahut da tehditle bu işin olmayacağı ortaya çıktı. Şimdi Filistin'in devlet olarak tüm dünyada tanınmasını sağlama çalışmalarını hep birlikte yürüteceğiz. Burada Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tutumu çok önemli. Gerek Sayın Mahmut Abbas olsun gerek Arap Ligi Dönem Başkanı olarak Kral Abdullah olsun, hepsinin de bu konuda gayretleri var. Biz, Sibsi kardeşim hep beraber buradaki gayretlerimizi artırarak, inşallah bunu da böylece sağlamış oluruz diye düşünüyorum. Sabırla 'Men sabera zafera' diyeceğiz, yolumuza devam edeceğiz."

- Türkiye ile Tunus arasındaki ticari ilişkiler

Ortak basın toplantısı öncesinde iki ülke arasında imzalanan anlaşmalara ilişkin soru üzerine de Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sayın Cumhurbaşkanının da ifade ettiği gibi burada aramızda bugün şöyle bir şey oluşturduk; gerek Türkiye Ekonomi Bakanı gerek Tunus Ekonomi Bakanı gerekse Milli Savunma bakanlarımız bugün dar kapsamlı bir çalışma yapacaklar. Bu dar kapsamlı çalışmayla nerede bazı sıkıntılar var, bu sıkıntıları süratle aşalım istiyoruz. Gerek savunma sanayisine yönelik neler yapabiliriz gerekse ekonomik alanda ne gibi bazı ithalatlar Türkiye olarak yaparız ki buradaki cari açığı daha da düşürtelim. Bunun gayretiyle bir araya gelme noktası olacak. Örneğin bu, bir zeytinyağı ithalatı olabilir. Bu konuyla ilgili çalışmayı arkadaşlarımız yapacaklar ve bu çalışmalar çerçevesinde de bazı adımları atacağız."

Türkiye ile Tunus arasında turizmde yapabilecek önemli işlerin bulunduğunu söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu konuda paket turizmin içerisine girmek mümkündür. Bunun adımlarını atabiliriz. Bütün bunların yanında işte bugün gelen 150 kadar yatırımcımız, Tunus yatırımcılarıyla ayrıca görüşmeler yapacaklar. Bu görüşmeler çerçevesinde de burada ne gibi yatırımlar içerisine girilebilir... 1 milyar 125 milyon dolar civarındaki ticaret hacmini hep birlikte yani bir kaldıraç görevini görmek suretiyle... Bizim daha da yükselme gayretimiz yok. Acaba biz burada Tunus'u daha da yükseltiriz? Bunun gayreti içerisindeyiz. Böylece ticaret hacmi zaten ortaklaşa yükselmiş olur."

- "Güvenlik güçlerimiz istihbarat ayağıyla bilgi paylaşımını yapmalı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Tunus arasında güvenlik ve terörle mücadele alanındaki iş birliğine ilişkin soruya, "Terörist noktasında ise yani DEAŞ'a yönelik mücadelede olsun, diğerlerinde olsun tabii ki güvenlik güçlerimiz bu noktada ciddi manada istihbarat ayağıyla bilgi paylaşımını yapmalı ve bu bilgi paylaşımı sayesinde biz bugüne kadar binlerce teröristi bir defa ya ülkelerine gönderdik veyahut da biz de kendilerini cezaevlerine attık. Yeri geldiği zaman geldikleri ülkeye gönderdik." yanıtını verdi.

- "İsrail şu anda kendisi çalıp kendisi oynuyor"

İsrail Dışişleri Bakanlığına göre 10 ülkenin Kudüs'e büyükelçiliğini taşıyacağı anımsatılarak, "Bunu, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasının ardından İslam dünyasının aldığı karara karşı rest olarak değerlendirmek mümkün mü?" sorusu üzerine Erdoğan, "Öncelikle Doğu Kudüs'ün bildiğiniz gibi Filistin'in başkenti olması konusu zaten bizim ortak irademizdir ve İslam dünyası bu konuda hemfikirdir." dedi.

İsrail'in bölgede fiili işgali bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"Böyle bir işgalin olması hasebiyle de ne yapamıyoruz? Tabelalarımızı asamıyoruz ama şu anda mesela Türkiye olarak bizim Filistin'de büyükelçi olarak görevlendirdiğimiz bir başkonsolos var. Başkonsoloslukta büyükelçi var. Yani fiili olarak biz bunu zaten ilan etmişiz. Yani Kudüs bizim için bir başkenttir, Doğu Kudüs ve bunu ilan etmiş vaziyetteyiz. Bunun arkasındayız. İslam dünyası da bunun arkasında ama şunu unutmayalım ki işgal altındaki Kudüs'te bunu uygulamaya şu anda sokabilmek mümkün mü, değil mi? İsrail şu anda kendisi çalıp kendisi oynuyor. 10 ülke ile siz dünyayı kalkıp da yanınıza alamazsınız ve alamadınız zaten. Gerçek ortada ve biz bu noktadaki kararlılığımızı sürdüreceğiz."

- "Esed'le yürümek kesinlikle mümkün değil"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'de çözüm Esed'le mi olacak, Esed'siz mi olacak?" sorusu üzerine de, "Suriye'de bir defa Esed'le yürümek kesinlikle mümkün değildir. Niçin? 1 milyona yakın vatandaşını öldürmüş olan bir Suriye'nin başkanıyla nasıl olacak da geleceği kucaklayacağız? Suriye'nin halkı böyle birisini başında görmek ister mi? Çünkü Beşşar, bir defa Esed, kesinlikle açık ve net söylüyorum, devlet terörü estirmiş aslında bir teröristtir. Böyle birisine biz kalkıp da 'Bu işi o götürebilir.' diyemeyiz. Dersek o 1 milyona yakın öldürülmüş olan Suriyeliye haksızlık yapmış oluruz, o insanlara haksızlık yapmış oluruz." değerlendirmesini yaptı.

"Biz böyle bir şeyi Türkiye olarak tanıyamayız." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Nitekim şu anda da Suriye'de bakın halen kan gövdeyi götürüyor. İdlib ortada, Afrin ortada, geliyorsunuz Deyr ez-Zor ortada. Kuzey Suriye tamamen bir terör koridoru olarak adeta teslim edilmiş vaziyette. Böyle bir durum söz konusu. Peki niçin orada koalisyon güçleri var? Niçin orada Rusya var? Niçin orada biz varız? Bütün sebebi, Suriye'de huzur yok ve Esed'le de bu huzur oraya gelmez. Huzurun çekilmesi lazım ve Astana'da başlattığımız bizim bir sürecimiz var. Aynı şey Cenevre ile de adeta bir mütemmim cüz durumundadır ve buradan çıkacak olan kararla Suriye halkı kendi geleceğine yönelik kararını vermelidir diyoruz. Bakışımız bu."

- Anlaşmalar

Ortak basın toplantısı öncesinde iki ülke arasında çeşitli alanlarda 4 anlaşma imzalandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tunus Cumhurbaşkanı Sibsi'nin huzurunda ilgili bakanlar "Askeri Mali İşbirliği Anlaşması", "Nakdi Yardım Uygulama Protokolü", "Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma" ile "Çevre Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı"na imza attı.

Ortak basın toplantısında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile diğer yetkililer hazır bulundu.