ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye'nin son 40 yıldır baş ağrısı olan PKK terör örgütüyle daha etkin bir mücadele gerçekleştirilmesi konusunda İran'ın yakın iş birliğini önemsiyoruz ve bu konuda artan işbirliğimizden de memnuniyet duyuyoruz." dedi.

Başbakan Yıldırım ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından Çankaya Köşkü'nde düzenlenen ortak basın toplantısında, iki ülkenin iyi komşuluk ilişkilerine değindi.

Ortak tarih, coğrafya ve kültüre sahip kadim ve dost iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da ileri seviyeye taşınması ve en üst düzeye çıkarılmasının ortak hedef olduğunu söyleyen Yıldırım, son dönemde üst düzeyli gerçekleştirilen ziyaretlerin, bu amaca yönelik atılan önemli adımlardan olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 4 Ekim'de İran'a gerçekleştirdiği ziyareti hatırlatan Yıldırım, bu kapsamında düzenlenen Stratejik Üst Düzeyli İş Birliği Toplantısı'nda, iki ülkeyi ilgilendiren önemli kararlar alındığını bildirdi.

Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinin ardından İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Cihangiri'nin Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyarette, Stratejik Üst Düzeyli İşbirliği Toplantısı'nda alınan kararların gözden geçirildiğini ve uygulamaya ilişkin birtakım konuların detaylarıyla ele alındığına işaret etti.

Heyetlerarası görüşmede bakanların, kültür, turizm, ulaştırma, iletişim, ticaret, dışişleri, enerji ve güvenlik gibi birçok konuda iş birliği ve müşterek yapılması gereken hususları detaylıca ele aldıklarını aktaran Başbakan Yıldırım, daha önce oluşturulan Karma Ekonomik Kurul Toplantısı'nın 25 Kasım'da toplanarak gündemdeki konuları koordine etmesi kararı alındığını söyledi.

- "Yönetici olarak hayatlarını sürdürmeleri oldukça zor"

İshak Cihangiri'nin ziyaretinde özellikle bölgede yaşanan gelişmelerin bütün boyutlarıyla masaya yatırıldığını aktaran Yıldırım, görüşmede, Irak'ın toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarının ihlal edilmesine yönelik her türlü girişimin şiddetle karşısında olunacağının teyit edildiğini bildirdi.

Başbakan Yıldırım, 25 Eylül'de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) yapılan bağımsızlık referandumunun, İran, Irak ve Türkiye'nin yakın iş birliği ve koordinasyonuyla "çıkmaz bir yol ve umutsuz bir yolculuk olduğunun bir kez daha görüldüğüne" dikkati çekti.

Yıldırım, şöyle devam etti:

"Burada yapılmaya çalışılan ne yazık ki bölgede yaşayan Kürt, Arap, Türkmen ve diğer Ezidi, Asuri birçok etnik grupların daha iyi bir gelecek beklentisi değil, bölgedeki yöneticilerin kişisel hırsları ve istikbal arayışlarının bir sonucu olduğu net olarak ortaya çıkmıştır. Bu şartlar altında, bu maceraya sebep olanların bölgede artık var olmaları ve yönetici olarak hayatlarını sürdürmeleri oldukça zor gözükmektedir. Daha fazla bölge insanına eziyet edilmemesi konusunda gereken adımların da atılmasında fayda vardır."

- "İş birliğimiz kapsamlı şekilde devam edecek"

Türkiye, İran ve Irak iş birliğinin yalnızca Irak ile sınırlı olmadığını belirten Yıldırım, "Suriye'de de önemli gelişmelere ve 7 yılı aşan bölgedeki iç savaş ve karışıklığın kontrol altına alınması, Suriye'nin de toprak bütünlüğünü esas alan, Suriye'deki bütün etnik grupların adil temsilini öngören kalıcı barışa, huzura dönüşmesi hususu da birlikte takip ettiğimiz, çalıştığımız diğer bir konudur." dedi.

Yıldırım, Astana süreci ve sonrasında çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması ile gerilimin azaltılması konusunda Irak, İran, Türkiye ve Rusya'nın ortaya koyduğu inisiyatifin, Birleşmiş Milletler (BM) şemsiyesinde Cenevre görüşmelerinin de temelini oluşturacağının altını çizdi.

Başbakan Yıldırım, bölgedeki gelişmelere ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye ve İran'ın bölgedeki önceliği ve hassasiyeti, istikrarı bozacak gerek İran'ın gerekse Türkiye'nin komşularında, sınırlarında yapay devlet oluşumu, oluşturma gayretlerine hiçbir şekilde yol açmayacak bir durumun, bir sonucun elde edilmesi için birlikte çalışılacaktır. Burada statü değişikliği sadece Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne tehdit olmayacak, aynı zamanda İran ve Türkiye'nin de bölgedeki menfaatlerine ciddi şekilde mahsur teşkil edecektir. Bu bakımdan bölgeyle ilgili hassasiyetimiz, bölgenin geleceğiyle ilgili hassasiyetimiz İran'ın da Türkiye'nin de tamamen aynıdır. Bu konuda iş birliğimiz kapsamlı şekilde devam edecektir."

Görüşmelerde bölgesel sorunların da masaya yatırıldığına değinen Yıldırım, "Yemen, Libya, Arakan ve Filistin'deki meselelere uluslararası camianın, İslam İşbirliği Teşkilatı marifetiyle dikkatinin çekilmesi ve buralarda yaşanan zulümlere, mağduriyetlere gerekli dikkatin gösterilmesi konularını da ele aldık." dedi.

- Ekonomik ve ticari ilişkiler

Yıldırım, İran ile Türkiye arasındaki ekonominin geliştiğini ancak mevcut 12 milyar dolarlık yıllık ticaret hacminin, daha önce belirlenen 30 milyar dolarlık hedefin oldukça gerisinde kaldığına dikkat çekti.

Ticaret hacmine ilişkin hedeflenen rakama ulaşılması için atılması gereken adımları sıralayan Yıldırım, "Bunları ilgili bakanlıklarımız Karma Ekonomik Komisyon (KEK) marifetiyle hızlandıracak ve bir an önce Cumhurbaşkanlarımızın ortaya koyduğu bu hedefe ulaşılması sağlanacaktır." diye konuştu.

Kültür ve turizmin, iki ülke arasındaki diğer önemli bir alan olduğuna işaret eden Yıldırım, "Bu konularda da son yıllarda önemli gelişme sağlanmakla beraber daha yapacak çok fazla iş mevcuttur. Bunları da karşılıklı kültür ve turizm bakanlarımız görüşmeler yaparak, özellikle sadece İran'dan Türkiye'ye değil, Türkiye'den de İran'a ziyaretlerin geliştirilmesi konusunda adımlar atılacaktır." ifadesini kullandı.

- Terörle mücadele

Güvenlik konusunun önemine vurgu yapan Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:

"Türkiye'nin 40 yıldır baş ağrısı olan PKK terör örgütüyle daha etkin mücadele gerçekleştirilmesi konusunda İran'ın yakın iş birliğini önemsiyoruz. Bu konuda artan iş birliğimizden de memnuniyet duyuyoruz. Özellikle Irak'ın, ülkenin tamamını Körfez harekatından sonra kontrol etmekte zorlanmasından kaynaklanan boşluk, terörün burada gelişmesi neşvünema bulmasına sebep oldu. Dolayısıyla artık burada bir otorite boşluğu da gittikçe azaldığına göre İran, Türkiye ve Irak müşterek hareket etmek suretiyle terör sorununu da gündemden kaldırmamız pekala mümkündür. Bu konuda İran'ın her türlü iş birliğine açık olması memnuniyet vericidir."

Yıldırım, İran-Türkiye arasındaki ilişkilerin artarak istenilen düzeyde gelişmesinden duyduğu memnuniyeti aktardı.

- Ulusal para birimi ile ticaret yapılması konusunda mutabakat

İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için atılması gereken adımların atılmaya başlandığını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:

"Ulusal paralarımızla ticaret yapılması bunlardan en önemlisidir. İki ülkenin merkez bankası bu konuda mutabakata varmış. Önümüzdeki günlerde de uygulamayla ilgili diğer bankaların bilgilendirilmesi süreci başlatılmış olacak. Böylece İran ile Türkiye arasında ulusal para ile ticaret daha da teşvik edilmiş olacak. Bu da ticaretimizin hem kolaylaştırılması hem de ticaret hacmimizin artırılması, çeşitlendirilmesine büyük katkı sağlayacak. Bu konuları ekonomi, taşımacılık, turizmle ilgili ve İran ile ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesine yönelik bütün konuları, Karma Ekonomik Komisyon toplantısında ilgili ekonomiden sorumlu bakanlarımız marifetiyle takibi yapılarak, istediğimiz sonuçları elde etme imkanı bulacağız."

Başbakan Yıldırım, sözlerini Farsça teşekkür ederek bitirdi.

İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, İslam dünyasının çok ciddi sorunlarla boğuştuğunu belirterek, "Bu nedenle büyük Müslüman ülkeler ve İslam dünyası bu sorunları iyi bir şekilde çözmek için el ele vermeli." dedi.

Cihangiri, Başbakan Binali Yıldırım ile Çankaya Köşkü'nde görüşmelerinin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında, ikili ve bölgesel konuları görüşme fırsatı bulduklarını, yarın da D-8 Toplantısı'na katılacaklarını söyledi.

Türkiye ve İran'ın çok eski bir tarih ve kültürün yanı sıra güçlü ilişkilere sahip olduğunu vurgulayan Cihangiri, bu ortaklık ve güçlü ilişkilerin iki ülkenin hem hükümetlerinin hem de halkının birbirine yakınlaşmasını sağladığını ifade etti.

Cihangiri, "İki ülkenin yöneticileri olarak bu derin ilişkileri korumanın yanı sıra farklı alanlarda da iş birliklerini geliştirmek ve güçlendirmekle sorumluyuz." diye konuştu.

Bölgede her gün yeni krizler yaşandığını ve bazı uluslararası güçler ile onlarla aynı doğrultuda olan ülkelerin buna sebebiyet verdiğini dile getiren Cihangiri, terörizm ve DEAŞ gibi grupların bölgede çok ciddi bir soruna dönüştüğünün altını çizdi. Bölge ülkeleri terörizmle mücadelede iş birliği için adımlar atarken Irak'ta referandum konusunun ortaya çıktığını ve bağımsız bir ülke konusunun tartışılmaya başlandığını hatırlatan Cihangiri, şunları kaydetti:

"Bütün bu komplolar uluslararası güçler ve İsrail tarafından yapılıyor. Onların bu işte parmakları olduğu çok net. Bu komplonun devamında kesinlikle bölge ülkelerini parçalamak için daha büyük komplolar olacaktır. Bölge ülkeleri kendi halklarından aldıkları büyük güçle bu komploların hepsini etkisiz hale getirme gücüne sahipler. Türkiye, büyük ve Müslüman bir ülkedir, bizim komşumuzdur, çok önemli bir güce sahiptir. İran, büyük ve güçlü bir ülkedir. Irak, büyük ve tarihi olan bir ülkedir. Bu ülkeler, kesinlikle bu komploları etkisiz hale getirme gücüne sahiptir ve bunların oluşmasına izin vermemeliler.

Onların temel amacı, bölgedeki güçsüz ülkeleri zayıf konuma düşürmektir. Irak yönetimi güçlü ve kararlı bir şekilde harekete geçti ve DEAŞ'tan sonra Kürt bölgesine verilen bölgeler merkezi yönetimin girişimiyle geri alındı. Yani referandum daha ilk yapıldığı andan itibaren başarısız olmuştur ve geçersizdir. Irak gibi büyük bir ülkenin toprak bütünüğünü tehlikeye sokmak beyhude bir düşüncedir. Bölgedeki bütün ülkeler, Irak'ın toprak bütünlüğünden yana ve merkezi hükümetin yanındalar. Ancak yapmamız gereken en önemli şey bölgedeki gücümüzü korumaktır."

Cihangiri, bölgenin güçlü olması halinde ABD ve İsrail gibi güçlerin bölgede kriz yaratamayacaklarını söyledi. Bölgeye stratejik bakış açısının bu şekilde olması gerektiğini vurgulayan Cihangiri, kısa vadede bazı menfaatler zarar görse de uzun vadede menfaatlerini sağlamış olacaklarını kaydetti.

İran, Türkiye ve Irak'ın bugüne kadar yaptıkları gibi bundan sonra da sorunları çözmek için iş birliği yapacaklarını söyleyen Cihangiri, "Irak'taki sorun inşallah merkezi hükümet ve komşu ülkelerin yardımıyla çözülecektir." diye konuştu.

-"İslam dünyasının çok ciddi sorunları var"

Başbakan Yıldırım ile Suriye konusunu da ele aldıklarını belirten Cihangiri, huzurlu ve devletin güçlü olduğu bir Suriye'nin birçok komployu etkisiz hale getireceğine yönelik inancını dile getirdi.

Bugüne kadar Suriye konusunda İran ve Türkiye'nin daha çok etkili olduğu, Rusya'nın da potansiyelinin kullanıldığı müzakereler yapıldığını hatırlatan Cihangiri, bu müzakerelerin devamında Suriye konusunun çözülmesi temennisinde bulundu.

Cihangiri, İslam dünyasının çok ciddi sorunları olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye, şu anda İslam İşbirliği Teşkilatı'nın başkanıdır ve kesinlikle diğer ülkelere karşı sorumluluğu daha fazladır. Yemen'de suçsuz halkın nasıl katledildiğini görüyoruz. Şu anda çocuklar ve halk çok kötü durumda yaşamlarını sürdürüyor. Arakan'da halka çok ciddi zulmedildiğini görüyoruz. İslam dünyası çok ciddi sorunlarla boğuşuyor. Bu nedenle büyük Müslüman ülkeler ve İslam dünyası bu sorunları iyi bir şekilde çözmek için elele vermeli." ifadelerini kullandı.

İshak Cihangiri, Filistin halkını desteklediklerini ve bu ülkeye yardım konusunda Türkiye ile aynı fikirde olduklarını belirterek, Yıldırım ile görüşmelerinde uluslararası konularda Türkiye ve İran'ın iş birliklerine güçlü vurgu yapıldığını belirtti.

-"Var olan potansiyeli kullanmamız gerekiyor"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Tahran ziyaretinde belirlenen iki ülke arasında 30 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefini hatırlatan Cihangiri, "Bu hedefe ulaşmak için fırsatları değerlendirmemiz, var olan potansiyelimizi kullanmamız gerekiyor." dedi.

Bugünkü toplantıda alınan en önemli kararlardan birinin de iki ülke arasındaki ticarette ulusal para biriminin kullanılması meselesi olduğunu vurgulayan Cihangiri, iki ülke merkez bankası başkanları arasında imzalanan anlaşma doğrultusunda ticari işlemlerin ulusal para birimiyle yapılacağının altını çizdi. Cihangiri, şunları söyledi:

"Yani Amerikan Doları, avro veya diğer döviz birimini kullanmak yerine Türk Lirası ile İran Riyalı temel alınacaktır. Bu, iş adamlarına ve ticaretle uğraşanlara büyük fırsat sunmuş olacak. Karma Ekonomik Komisyonu toplantısı önümüzdeki ay gerçekleşecek. İki ülkenin sınırlarının ticari işlemlerin gerçekleşmesi için 24 saat açık olması gerekiyor. Bunların 24 saat çalışması yönünde karar aldık.

Türkiye'den Katar'a Türk mallarının transit şekilde gitmesi konusunda anlaşma yapıldı. En hızlı şekilde 3 ülkenin bakanlığı tarafından imzalanacak ve inşallah İran aracılığıyla Türk malları süratle Katar'a ulaştırılacaktır. Turizm konusunda çok önemli kararlar alındı. Şu anda İran'dan yaklaşık yıllık 1 milyon 900 bin kişi Türkiye'ye, Türkiye'den de yaklaşık 400 bin kişi İran'a seyahat ediyor. Kültür ve turizm paketlerini daha da genişletmeliyiz. Ham petrol ile ilgili şu aşamada Türkiye ile çalışıyoruz. Aynı boru hattından hem doğalgaz hem de ham petrol ihracatımızı artırabiliriz, bu iki konuda da potansiyel mevcuttur."

-"Sorunlar giderilirse hedefi yakalarız"

İran'da Türk yatırımcılarının petrokimya, turizm ve diğer sektörlerde faaliyetlerini desteklemek, bazı forumlar düzenlemek ve özellikle İran'daki yatırım fırsatlarını tanıtmak için gelecek hafta içinde İstanbul'da bir fuar düzenleneceği bilgisini veren Cihangiri, "Şu andaki fırsatlara ve potansiyele baktığımızda eğer sorunlar giderilirse ve hükümet yetkilileri de ciddi şekilde bu konuların takipçisi olurlarsa belirlenen 30 milyar dolar ticaret hacmini inşallah hızlı bir şekilde yakalamış olacağız." ifadelerini kullandı.