Cumhurbaşkanlığı Seçim Süreci

Cumhurbaşkanlığı seçimini aday belirleme süreci, kampanya süreci, seçim sonrası süreç olarak değerlendirmek mümkündür.

AKP, aday belirleme sürecinde aday belirleme tarihi konusunda tereddütlü davranmıştır. Adayı belirleme tarihini önce Mayıs sonu, daha sonra Haziran ortası ve Haziran sonu olarak üç kez değiştirmiştir.

MHP cumhurbaşkanı adayı üzerinde azami ölçüde mutabakatın sağlanması için diğer siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile üzerinde uzlaşabilecek bir adayı tespiti için çalıştı. Ayrıca MHP dışından gelen isim tekliflerine de olumlu yaklaştı. Çünkü uzlaşma, MHP’nin toplumsal dayanışma ve uzlaşma kültürünün gelişmesine yönelik parti programında da yer alan, ülkemizin küresel rekabette ayakta kalabilmesi için bütün toplumu ve her alanı kapsayan bir zihniyet dönüşümünü gerçekleştirmesine yönelik bir husus olarak yer almaktadır.

Aday belirleme süreci sonuçlandıktan sonra kampanya süreci başlamıştır. Bize göre hukuken gerekli olmasına ilave olarak etik olarak da Başbakanın cumhurbaşkanı adayı olurken görevini bırakması gerekirdi. Bunun yapılmaması adil olmayan bir seçim sürecinin yaşanmasına neden olmuştur. 17-25 Aralık rezilliği ortada dururken Devletin imkânlarının da fütursuzca kullanılmıştır.

Seçim sonuçlarına gelince; Türkiye’de 55,8 milyon seçmen vardır. 30 Mart tarihinde 44,5 milyon seçmen oy kullanmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanan seçmen sayısı 40,5 milyondur. 30 Mart seçimlerinde oy kullanan yaklaşık 4 milyon seçmen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandığa gitmemiştir. Erdoğan’ın aldığı oylar ise toplam seçmen sayısının yüzde 38’idir. Karşısında yüzde 62’lik bir kitle vardır. Katılım oranı yüzde 74’dür.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde her 4 seçmenden biri sandığa gitmemiştir. Bir önceki seçime göre her 100 seçmenden daha önce sandığa gitmeyen seçmenlere ilave olarak 10 seçmen sandığa gitmemiştir. İstanbul’da her yüz seçmenden 28 seçmen seçime katılmamıştır. Bu sayı 30 Mart seçimlerinde her yüz seçmenden 13 seçmendir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde her yüz seçmenden 15 seçmen daha ben seçime gitmiyorum demiştir. Ankara’da sandığa gitmeyen seçmen sayısı her yüz seçmenin 13’ünden 24’üne, İzmir’de de ise her yüz seçmenin 12’sinden 23’ne yükselmiştir.

Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 51,8 oranı ile kazanmıştır. Erdoğan 20,9 milyon oy almıştır. Yapılan hesaplamalar 30 Mart seçimlerindeki katılımın sağlanmış olması halinde. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması için 4 milyon daha oya ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

Araştırma şirketleri ise AKP’nin Cumhurbaşkanı adayının oy oranlarını olduğundan daha yukarıda gösterme gayreti içinde olmuşlardır. Genel olarak AKP Cumhurbaşkanı adayının oy oranını yüzde 55 bandının üzerine çekmişlerdir.

Araştırma şirketleri seçimden sonra kendilerinin nerede yanlış yaptıklarını açıklayan ifadeler kullanmaya başlamışlardır. İçlerinden bazıları, dağıtılamamış oylar hariç Erdoğan’ın oylarının yüzde 47’leri aşmadığını ve süreçte yüzde 57-58 oy oranını yakalayamadığını ifade ediyorlar. Diğer bir ifadeyle, bu olayın algılarla AKP’nin Cumhurbaşkanı adayına seçim kazandırma operasyonu olduğunu söylüyorlar. Ayrıca, özellikle MHP seçmeninin MHP’nin güçlü olduğu Orta Anadolu Bölgesinde seçime katılmadıklarına yönelik kasıtlı olarak ortaya atılan ifadelerin de gerçeği yansıtmadığı açıktır.

TÜİK’in TR 12 bölge bazlı tasnifine göre, TR 7 olarak adlandırılan Aksaray, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Sivas ve Yozgat’ı kapsayan Orta Anadolu bölgesinde 30 Mart seçimlerinde 853 bin olan (CHP + MHP) oyu ile Sn. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aldığı 680 bin oyu karşılaştırdığımızda oradaki farkın 173 bin olduğu ortaya çıkıyor.

Ayrıca, yukarıdaki değerlendirmeye paralel olarak TR 8 bölgesi olarak adlandırılan Amasya, Bartın, Çankırı, Çorum, Karabük, Kastamonu, Sinop, Tokat ve Zonguldak’ı kapsayan ve Batı Karadeniz Bölgesinde de 30 Mart (CHP +MHP) oyu ile Sn. İhsanoğlunun aldığı oy farkı da 350 bin düzeyindedir.

Yukarıdaki iki bölge de il sayısı 17’dir. İki seçim arasında
30 Mart, (CHP + MHP) ve Sn. İhsanoğlunun 10 Ağustosta aldığı oy arasındaki fark 530 bin düzeyindedir. Hâlbuki 6-7 büyük şehirde bir önceki seçimde oy kullanmış ancak, cumhurbaşkanlığı seçiminde sandığa gitmeyen seçmen sayısı 2,5 milyonu aşmaktadır. Buna ilave olarak MHP’li seçmenin sandığa gitmediğini söyleyenler geçen dönem MHP’nin büyükşehirlerde oy alamadığını söyleyenlerdir. Bir diğer husus MHP’nin güçlü olduğu Orta Anadolu’da oy kaybı olarak Sivas’ı TV ekranlarında örnek göstermişlerdir. 30 Mart seçimlerinde bu ilde (CHP + MHP) oyu yaklaşık 89 bin iken, 10 Ağustosta Sn. İhsanoğlu bu ilde 101,500 oy almıştır.

Demirtaş’ın aldığı yüzde 4 ilave oyun hangi partiden gittiği de hiç tartışılmıyor. Seçim sonuçları açıklandıktan sonra balkon konuşmasındaki muhtevaya bakıldığında Türk Milletini ayrıştırıcı, politikaların devam edeceği anlaşılmıştır. Ayrıca, ortaya çıkan sonuç yüzde 51,8’lik oyun daha önce kamuoyuna deklare edilen hususların en azından bir süre dillendirilmesinin gecikmesine neden olmuştur. TBMM çalışmaları yemin töreni ve AKP Genel Başkanı belirleme sürecine göre öteleniştir. AKP’nin gelecek kaygılarını ortaya çıkarmıştır. Önümüzdeki dönemde gelişmeleri hep birlikte yaşayacağız.