Cumhurbaşkanı ve Atatürk

Bu aralar terör örgütü PKK tarafından Atatürk heykellerine saldırılar artmakta, Cumhurbaşkanı ise sessizce seyretmektedir. Bu bir devlet meselesidir.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Mısır Cumhurbaşkanının meselesinden zaman bulmalı, mensubu olduğu devlet ve milletin ilk ve kurucu Cumhurbaşkanının müktesebatını da korumalıdır, bu onun vazifesidir.

Atatürk'ün, düşünceleri ve heykelleri teröre feda edilmemeli ve sahipsiz olmadığı, Türk devleti ve Türk milletinin, kurucu iradenin ve kurucunun arkasında olduğu bilinmelidir, bildirilmelidir.

Heykel ve put;

Bilmeyenler için söylüyorum; "put eski çağlarda ilkel toplumların tapınmak için yaptıkları şeydir, heykel ise çağdaş asırda, milletine, memleketine ve insanlığa hizmeti dokunmuş insanlara saygı ifadesini belirtmek için yapılmıştır."

İnsanlığın putlara tapındığı ilkel ve kirli dönemler, İslam dininin aydınlık yüzü ile tarihe gömülmüş olsa da, toplumda ikiyüzlü ve ahlaksız insanların içerisinde her zaman "Allah" ın haricinde de tapınacak bir şeyler olmuştur.

İfade ettiğimiz bu durumun en doğru anlatıcısı tarih olsa da, anlamanın en kolay yollarından biriside insanlık tecrübeleridir.

Bizim kültürümüzde, "paraya tapmak, güce tapmak" gibi belirleyici, anlatıcı ve tarif edici kelimelerin, deneyim, tecrübe ve bilginin sonucunda oluştuğunu unutmamak lazım.

Paranın ve gücün insanların ve toplulukların üzerindeki etkisi, avantaj sağlayarak ve artarak devam ettikçe, sonuçta ilahi ahlaktan ayrılmak, mutlak güç ve mülk sahibi Allah yerine güce ve paraya tapınmak kaçınılmaz olur.

PKK Atatürk heykellerine neden saldırmakta, siyasi irade neden sessiz kalmaktadır?

Terör örgütü insanlık onurunu reddeden fiil ve eylemlerini hayata geçirmeyi kendisi için bir hedef olarak belirlediğinde, ilahi ahlaktan vaz geçmeyi açıkça ilan etmişti. Bölgedeki masum insanların kanını dökmek, kundaktaki körpe yavruları katletmek, ne insanlıkla ne de İslamlıkla bağdaşan şeyler değildi.

İlahi ahlaktan, merhamet ve adaletten uzaklaşmak, İslam'ın emirlerine aleni karşı gelmek, Allah'ın hükümlerini yok saymak ancak başka bir şeye tapınmakla mümkün olabilirdi. O şey batı emperyalizminin kendilerine verdikleri manevi destek ve silahtı. PKK elindeki silaha ve silahı veren güce ve güç sahiplerine ilahi nizamın sahibinden daha fazla inanmaktadır. Güce tapınmaktadır.

Devletimizin kurucusu ve mazlum milletlerin kutup yıldızı, milletimizin gururu "Mustafa Kemal Atatürk'ün" heykellerine saldırıya, onun kurduğu devletin icracısı, "hükümet" neden sessiz kalmakta ve olayları izlemektedir.

Yoksa o da paranın gücünü keşfetmiş ve onunla yetinmeyi tercih mi etmiştir.

"İslam'ın Peygamberi Mekke'deki putları yıkmış fakat bazılarının gönüllerindeki putlaşan "güç ve para" hala yıkılmamıştır."