Bizımle deyılsın!

Eminim hatırlayacaksınız.

Eskiden Rusya karşıtı konuşmalar yapıp,

Üstüne üstlük birde Rusya’ya küfrettiniz mi?

Safınızı kolayca belirtmiş oluyor…

“ABD ve Batı müttefikimiz” diyerek,

Rusya’nın üzerini kolayca çiziyordunuz.

Ama hiçbir zaman,

Hem ABD, hem de Rusya’yı aynı anda karşınıza almıyordunuz.

Oysa bugün öyle mi?

Mesela çok güvendiğimiz, sözde müttefik ABD.

Bölgemizde bir Kürt Koridoru kurarak,

Doğrudan Türkiye’ye saldırmış olmuyor mu?

Oluyor.

Peki, o zaman, biz hala neden Amerika’ya,

“Bizimle misin, PYD ile mi” diye soruyoruz?

*

Cevap çok net;

Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK ve YPG ile mücadele ettikçe,

ABD, PYD’ye olan desteğini daha açık ifade ediyor.

Yani yaptığı silah yardımıyla PKK’yı artık açıktan destekliyor.

Nedenine gelince,

ABD çok iyi biliyor ki,

Bölgede bir Kürt Koridoru kursa bile,

Birileri önce birkaç çatlak ses çıkarır,

Sonra da durumu sineye çekip oturur.

Yalan mı?

Benzer süreci Irak’ın kuzeyinde,

“Barzanistan” kurulurken yaşamadık mı?

*

Rusya ya gelince,

“Suudi Arabistan-Türkiye ittifakı” ile meydan okumamız bir yana,

Ne diyor Cumhurbaşkanımız Erdoğan;

“Rusya iki pilot için Türkiye’den oluyor.”

Olacak şey mi bu?

Hele şu Rusya’nın yaptığına bakın.

Asker dediğin ne ki?

“Yan gelip yatma yeri” değil elbet,

Ama onlara göre asker dediğin,

“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diyen değil,

Gerektiğinde iktidarı için ölen insan değil midir?

Kaldı ki,

Her gün onlarca asker ve polisimiz can veriyor,

Bu mantığa göre ne diyeceğiz o zaman?

Üç beş Mehmet şehit oldu diye meclis mi toplanır” zihniyetine devam mı edeceğiz?

ABD tarafından Irak’ta “Türk askerinin kafasına geçirilen çuvalı” görmezden mi geleceğiz?

“İsrail’in uluslararası sularda vatandaşlarımızı katlettiği” Mavi Marmara katliamını yanlarına mı bırakacağız?

Yunanistan’ın 16 adamıza diktiği bayrağı daha ne kadar sineye çekeceğiz?

Ya da PKK’nın elinde tuttuğu 20 asker ve polisimizi orada mı bırakacağız?

*

Bildiğim şu ki,

Eğer devlet gerçek bir devletse…

Eğer devlet milli bir devletse…

Eğer devlet güçlü bir devletse…

Bırakın 20’yi bir asker ve polisi için,

Dünyayı birbirine katar.

Ama gel gör ki,

Dış politikaya “iki pilot” gözüyle bakanların ülkesinde yaşamaya,

“Türkiye” deniyor.

Bu siyaseti “Büyük ve güçlü Türkiye” diye pazarlayanlara da,

Halep rüyasıyla Emevi camisine Cuma namazı kılmaya giderken,

Evdeki bulgurdan olma deniyor.

Açılımın amacı da zaten bu değil mi?