Dört gün önce, Kahramanmaraş civarında BBP Genel Başkanı Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun da içerisinde bulunduğu helikopterin saat 16.30 civarlarında düştüğü haberi tüm milletimizi ve bilhassa Ülkücü camiayı derinden etkiledi.

Bir umut ile beklediğimiz "kurtuluş" haberi bir türlü gelmedi. Sonra "rahman-ür rahim"e kavuştuğu haberi "bu acı bizim" kelimelerini döktü dilimize. Kendisine Yüce Allah'tan rahmet diliyoruz, mekânı cennet-i âla olsun inşallah. Yakınları ve gönüldaşlarımıza sabr-ı cemiller diliyorum.

Resmi arama ekiplerinin değil de birkaç köylü vatandaşımızın bir dağ başında bulduğu enkazda BBP'li 4 kardeşimiz, bir pilot, gazeteci bir arkadaşımız ve bir partinin genel başkanı, Sivas milletvekili, Ülkü Ocakları gibi sivil inisiyatifin kurduğu en büyük sivil toplum örgütünün eski genel başkanı, Türkiye'de hemen her kesimin sözüne itibar ettiği ve samimiyetine inandığı bir siyasetçi ama her şeyden önce bir insan ve iki evladı olan bir baba bulunmaktaydı. Yaşanmış her şeye ve söylenmiş her cümleye rağmen "Muhsin Başkan"dı O ve ölümün soğuk nefesiyle baş başaydı.

Sonra "son dakika", "sıcak gelişme" haberlerini gördük;

"Muhsin Yazıcıoğlu Öldü." Soğuk bir kâğıdı ve soğuk bir ekranı ısıtamayacak kadar sıcak bir gelişme(?). Yalnızca acıyan yanlarımızı geliştirdi, depreştirdi bu haber.

Bu haberin altına şunları yazarım bir ülkücü olarak; "ölen ten imiş, âşıklar ölmez". Memleketine, davasına, yiğitliğe, bayrağına binlerce can feda etmiş bir hareketin bu "yiğit delikanlısı" öldü dersek, eksik söyleriz. Bir ülkücüydü ve âşık olduğu değerler o'nun istirahatgahını ülkücü yürekler yapmıştır. Sağlığında yazılarımızla defaatla eleştirdiğimiz Muhsin Başkan, keşke yaşasaydı da "biz onun MHP'deki ülkücü kardeşleri", O da bizim "neticede sever, sayarız, ki neticede Eski Ocak Genel Başkanımız" iğnelemelerimizin muhatabı olsaydı.
Bir Türk Milliyetçisi olarak her ne kadar Muhsin Bey'i bazı bazı eleştirmiş olsak da ülkücü kimliğimle ve kimliğimizle en çok bizim içimiz acıyor.

Zaten biz böyle zemheri baharlarda alıştık yiğitlerimizi gömmeye.

Hakkını helal et Muhsin Başkan.
Hakkımız helal olsun Yiğit Adam.
Başımız sağolsun.

Acizane ithafımdır.

"kaç yıl yaktın ülkünün ocağını,
Şimdi "üşüyorum" deme,
İnanmam.
Tabutlarla büyüttüğün kucağını,
Toprakla örüyorum deme,
İnanmam...
Şimdi kavuştuğun Başbuğunu,
Hiç özlemedim deme,
İnanmam..."