Açılım...Hainler...Raporlar...

Terör ve teröristler...
Gerilla...
Ergenekon...
Cinayetler...
Güneydoğumuz...
...
Filler, çimenler...

Evet, çimenler. Ezilenler, masum ve mahzun kitleler. Gecekondudaki iftar sofrasında unutulanlar. Oyları için gökyüzü karaya boyansa da seçimden geçinen garip esmer insanlar. Terörist kadar gündemi işgal edemeyen, unutulan (kurban bayramında nedense gariplerden çok hayvanlar anılır), evsiz, işsiz, aşsız insanlar... Toros Dağlarındaki yolsuz "Yörük", Yozgat yaylarının susuz Türkmen'i, İstanbul'un zedeleri... Biz anladık ki bu kapışma "zadeler" arasında vuku bulan bir soğuk harpten başka bir şey değil, "zede"ler taraf tutsun, slogan atsın... kızıllar, yeşiller, beyazlar... "çok yaşa"...

Bu kapışmanın en can sıkıcı noktası ise elitin -bir bütün olarak- batıdan aldığı desteğin karşılığını etnik ve bölgesel tartışmalar oluşturarak ödemeye çalışması. Ülkemizin tek sorunlu bölgesinin Güneydoğu Anadolu olarak takdim edilmesi ve bölgede yaşayan insanlarda "terör karşılığında sonuç aldıkları" fikrinin uyandırılması ise vicdan ve izan mahrumiyetinin tecellisidir, desek yeridir.

Oysa hep dediğimiz gibi, Türkiye bir bütündür. Coğrafi olarak yedi siyasi bölgemiz vardır. Hepsinde maalesef açlık, yoksulluk, cehalet yaşamaktadır, hem de öldürdükçe yaşamaktadır. Çözüm, insana yakışır bir hayat standardı tesis ve tatbik edebilmektir. Mevzu bahis sorunlar -terör dâhil- bütün bölgelerimizde varken neden Güneydoğu eksenli tartışmalar üretilmekte, televizyon ve gazeteler bu tartışmaların tahakkümünde "insafsızca salya sümük konuşanların" vitrini olmaktadır.

Asıl açılım bu hususta olmalı değil mi? Sorunların siyasi-idari sınırları olmaz ki, sorunların mantığı, sebebi ve sonuçları olur. Sorunların ırkı, milleti olmaz, milletlerin sorunu, sıkıntısı olur.

Bütün Türkiye'nin yalnızca bir bölgeye kilitlenmesi hatta ve hatta İstanbul, Bursa, İzmir milletvekilleri gibi Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile hiç mi hiç alakası olmayan ısmarlama vekillerin bölge ile alakalı raporlar hazırlamasının ardından "çantanın kekliği" görünümünü bin yıldır muhafaza eden tebaa "bi dakka" deyiverirse ne yaparsın Ankara...

Selametle...