BECAYİŞ

 

Başbakan bir yanına genelkurmay başkanını öbür yanına Milli Savunma Bakanı'nı almış konuşuyor...

Askeri operasyonla ve büyük başarıyla (!) Süleyman Şah Türbesi'nin yerinin değiştirildiğini kamuoyuyla paylaşıyor. Genelkurmay başkanı işini yapmış "bürokrat" ciddiliğinde, Milli Savunma Bakanı ise savaş kazanmış Harbiye Nazırı gibi göğsünü şişiriyor... Başbakan sevimli bir gülümsemeyle çatışma olmadığını yalnızca bir "şehit" olduğunu açıklıyor.

Bu sahneyle başlayan tiyatro millete bir kahramanlık hikayesi olarak sunuluyor. Yandaş medyaya göre:

Tereyağından kıl çeker gibi başarılmış büyük bir operasyon!

IŞİD'e verilmiş önemli mesaj!

Birkaç gün içinde öğreniyoruz ki ilk defa bir başbakan genelkurmayda namaz kılmış; hem de şükür namazı...

Dilimin ucuna gelenleri yutkunup, kendileri için Allah'a dua ediyorum...

Kimdir Süleyman Şah? Gerçekten Ertuğrul Gazi'nin babası mıdır?                                           Kınık-Selçuklu, Türkiye'yi kuran Kutalmış oğlu Süleyman Şah mıdır aslında bahsedilen?  Yoksa Osmanlı hanedanının dedesi midir? 

Önemli olan Süleyman Şah'ın ve türbesinin sembol niteliğidir. Daha cumhuriyet kurulmadan Türkiye'nin hak ve tasarrufunun uluslararası alanda kabul edilmiş olmasıdır. Haklar, görev ve sorumlulukları da beraber getirir. Bu kapsamda türbeye bayrak çekilip asker gönderilir; burası "benim" denir. İnsanın da devletin de doğasında kendinin olana sahip çıkmak vardır, olmalıdır...

Sınırlar dışındaki tek "Türk" toprağı nitelemesi fiilen çok doğru sayılmaz; çünkü bayrağımızı göndere çektiğimiz ve kontrolümüzde olması gereken diplomatik temsilcilikler de Türk toprağı sayılır.

2003’te Süleymaniye'de başımıza çuval geçirilen konutu Türk toprağı saymasanız da, geçen yıl basılan Musul Konsolosluğu Türk toprağıdır.

Kafasına silah dayanan konsolos değil, devlettir... Rehin alınan sadece konsolosluk çalışanları ve aileleri değil, millettir.

İktidar rehine pazarlığına oturduğunda terör örgütüne mesajı vermişti zaten, dolayısıyla Süleyman Şah Türbesi'nin yerinin değiştirilmesi o zaman verilen mesajı sadece teyit etmektedir.

Çatışma istemiyoruz pazarlık yapalım dediğinizde, diğer terör örgütlerinin ve komşularınızın da sıraya gireceği açıktır.

Becayiş yaptık, daha güzel, daha verimli, daha geniş toprak aldık deyip;                         

meselaaa Hakkari'yi verip Halep'i alamayacağınız gibi,                                                             

IŞİD'e karşı geri çekilişinizi de açıklayamazsınız, meşrulaştıramazsınız...