Başörtülü Kadın Başörtüsüz Kadın

 

Manisa emniyet müdürlüğü, "paralel yapı" AKP hükümetlerinin eski ortağı olan suç örgütüne karşı düzenlediği operasyonlarda, polis tarafından gözaltına alınan kadınların "başörtülü" olması yeni bir tartışma başlattı.

Bazı gazetelerin, başörtülü kadına kelepçe manşetleri, bazı TV kanallarının aynı paraleldeki haberleri gündemin üst sıralarına taşınmıştı.

Bu kelepçeler, suçlulara mı takılmıştı?

Kadınlara mı takılmıştı?

Başörtülü kadınlara mı takılmıştı?

Artık Türk demokrasisi ve siyaseti kadın üzerinden nemalanmaya ve kavga etmeye son vermelidir.

Kadını kıyafetinden dolayı aşağılamak veya üstün kılmak insani bir tavır değildir.

Suçluları, başörtülü veya başörtüsüz, sakallı veya sakalsız diye tasnif etmek, hiçbir aklın rıza göstermeyeceği bir durumdur.

İnsanlar, ya suçludur ya da suçsuz!

AKP iktidarları bu basitlikten kurtulmalıdır.

Meseleye derinlik katmak için şöyle düşünelim;

AKP meclis grubunda bulunan kadın milletvekilleri oy kullandığında, başörtüsüz kadınların oyları "yarım", başörtülülerin "bir buçuk mu" kabul görecek?

AKP'li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin bir suç işlediğinde elleri kelepçelenebilir, İstanbul AKP Milletvekili Ravza Kavakçı Kan suç işlediğinde elleri kelepçelenemez.

Fatma Şahin başı açık, Ravza Kavakçı Kan başı kapalı.

Ya da; suç işleyen kadınlar, yanlarında bir başörtüsü ile gezerler, polisi görünce kelepçeden kurtulurlar.

Burada mesele, başörtülü kadın meselesi değil, suçsuz insanlara yapılan zulümdür.

Eğer bir insan suçlu ise, emniyette, adalette ensesindedir. Kadın, erkek, başörtülü, başörtüsüz fark etmez.

Eğer bir insan suçsuz ise, yine kadın erkek fark etmez, o kelepçe insanlığa takılmıştır ve zalim zulmetmeye başlamıştır.

28 Şubattan şikâyet edenler, 28 Şubata rahmet okutmuşlardır.

Hadisi Şerifte buyrulduğu gibi; "Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene nafile ibadet etmekten daha hayırlıdır,"

Diyeceğim şu ki, zulüm payidar olmaz.