Baldıran zehri içenlere ithaf olunur

Pişkinlik, arsızlık, yüzsüzlük…

Yolsuzluk, ahlaki düşüklük, ikiyüzlülük…

İhanet, yalan, aldatma.

Bu kavramlar birileri için gerçekten,

Sadece gündelik yaşamın sıradanlığı haline geldi.

Ben yazıp uyarmaktan bıktım,

Onlar “aldatıldık” diyerek, “aldatmaktan” bıkmadı.

*

Gerçi neden bıksınlar ki,

Hesap vermek yok,

Bedel ödemek yok,

Yapılan yanlışlar için oralı bile olmak yok.

Neden olsunlar ki,

Yapılan yanlışlar için,

Hesap soran bir millet,

Yargı önüne çıkaran bir adalet,

Sorumluluğunu hatırlatan devlet mi var?

*

Yalan mı?

Adamlar “oğlan bizim kız bizim” diyerek,

Arka bahçeleri haline getirdikleri yargıyı mı takıyorlar.

Yoksa “tanımıyoruz” diyerek filen bitirdikleri anayasa mı?

Ne güzel memleket değil mi?

Çal, çırp, kır, dök…

Sonra da çıkıp “milli irade” kılıfıyla,

Ülkeye ve millete yaptığın her şeyi mubah say.

*

Mesela soruyorlar; Marmaray’ı kim yaptı?

Koro halinde cevap veriyorlar; AKP.

Soruyorlar; Üçüncü köprüyü kim yaptı?

Cevap; AKP.

Yol köprü ve havaalanlarını kim yaptı?

Cevap yine AKP!

Akıllı tahtayı kim getirdi?

Tabi ki, AKP!

*

Akıllı tahtayı getirmesine getirdiler de,

Millet olarak hepimizin aklını başından aldılar bilenimiz yok.

Eğer varsa şu mantığa cevap verin lütfen.

PKK ile Oslo’da kim görüştü?

Diyorlar ki; AKP değil, MİT.

PKK sözcüsü HDP ile Dolmabahçe’de mutabakatı kim yaptı?

Diyorlar ki; AKP değil, Yalçın Akdoğan.

Peki, TSK’ya kumpası kim kurdu?

AKP değil, Gülen cemaati.

Dış politikada kim çuvalladı?

AKP değil, Ahmet Davutoğlu.

Bitmedi.

*

17-25 yolsuzluk ve rüşvet skandalını kim yaptı?

AKP değil, Reza Zarrab ve çocuklarıyla birlikte dört bakan.

Yurt dışından Angus ve saman ithalini kim yaptı?

AKP değil, kasap Mehmet.

Mercimeği Kanada, Nohudu Meksika, Buğdayı Rusya’dan kim ithal etti?

AKP değil de, Ayşe teyze öyle mi?

14 yıldır ülkeyi tek başına yönet,

Ama iktidar olarak tüm bu olumsuzluklardan sen sorumlu olma, öyle mi?

Neymiş efendim üst akılmış.

Bu söylemde beylerin yeni stratejileri!

Yap yap suçu başkalarına at.

Tam bir akıl tutulması.

*

Gerçi aynı akıl tutulmasını; “Hastanelerde PKK ve DHKP-C’lileri ziyaret ettik” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu’da yaptı.

Kılıçtaroğlu bu sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a öyle bir pas attı ki,

Erdoğan da zaman kaybetmeden; “Ülkemizin ana muhalefeti bölücü örgütün mensuplarını hastane ve hapishanede ziyaret edip görüşüyor. Bunları size havale ediyorum milletim” diyerek gole çevirdi.

Kendisine yapılan havaleyi iyi gören AKP’li seçmende,

“Çözüm” diyerek, TSK’ya operasyon izni vermeyip, PKK’lı teröristlerin bu kadar güçlenmesine neden olan AKP iktidarını bir tarafa bırakıp,

Şehit cenazelerinde ana muhalefeti yuhaladı.

*

Gerçi yoktu birbirlerinden farkları,

Ama yuhalanacaksa CHP ile birlikte AKP’de yuhalanmalıydı.

Çünkü birinin temsil ettiği siyaset,

Teröristi hastanede ziyaret ediyor,

Diğeri İmralı, Kandil, Oslo’da ziyaret ediyordu.

Biri teröristle hastanede kucaklaşıyor,

Diğeri Dolmabahçe’de sarmaş dolaş oluyordu.

Biri teröristi hastanede karşılıyor,

Diğeri “davul zurna “ ile Habur’da karşılıyordu.

Demem o ki;

Katranı ne kadar kaynatırsanız kaynatın,

O katrandan şeker olmaz arkadaş.

Baldıran zehri içenlere ithaf olunur.