Güdük sol zihniyet ve onun arkasına takılan müzmin bozguncu güruhu, karalama ve saldırmayı hiç ara vermeden sürdürseler de, MHP'nin yaptıklarının bu ülkenin varlığı ve geleceği için ne kadar önemli olduğunu, akıl ve izah sahibi herkes görüyor ve kabul ediyor. Sokağa çıkın ve önünüze gelene sorun: Ezeli MHP düşmanları ve bozguncu taife dışında sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin yaptıkları ve siyaset anlayışına olumsuz söz söyleyen tek kişi bulamazsınız. Tam tersine büyük bir saygı ve övgüyle bahsedilmekte, devlet adamlığının, dürüstlüğün ve samimiyetin sembolü olarak gösterilmektedir.

                                     

LİDERLİK VİZYONU

Her zaman söylediğimizi, ülkenin içinde bulunduğu şartların önemi dolayısı ile, bir defa daha tekrarlayalım. Bugün Türkiye hala ayaktaysa, yarınlar için bir ümit taşıyorsak, kardeşliğimizin, bölünmez bütünlüğümüzün bütün sorunları aşmaya yeteceğini düşünüyorsak, bunu sağlayan temel unsur MHP'nin varlığı ve Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli'nin liderlik vizyonudur. Bu bir iddia değil, her yerde paylaştığım bir tespittir. Bugün referandum çalışmaları genel olarak, 15 Temmuz ihaneti üzerinden yürüyor. Sayın Bahçeli, o belanın defedilmesinde başrolü oynamıştır. Bakmayın siz şimdi bir sürü insanın çıkıp kahramanlık masalları anlatmalarına. Bütün dünya şahittir ki, o gece Ankara'da bulunan, daha ilk dakikadan itibaren Genel Merkez'de bütün ışıkları yakan ve darbecilere açık şekilde meydan okuyup rest çeken, bu tavrı ve kararlılığı ile millete ümit ve heyecan verip, kalleş darbe girişimini bozguna uğratan lider, Devlet Bahçeli'dir. Bununla yetinmemiş tekrar benzer ihanetin yaşanması için sorumluluk almıştır. Anayasa değişikliğini gündeme getirilmesinin temel sebeplerinden birisi budur.  

         

VATAN-MİLLET DÜŞMANLARI ÇILGINA DÖNÜYOR

Sayın Bahçeli'nin ülkenin varlığı ve birliği konusundaki hassasiyeti ve buna bağlı olarak geliştirdiği siyasetin sayısız örnekleri vardır. Ülke çözülme projesiyle uçuruma sürüklediği günlerde, yine direnen ve kararlılıkla mücadele eden tek lider Devlet Bahçli'ydi. Bütün söylediklerinde haklı çıktı. AKP ağır bu millete ve devlete ağır bedeller ödettikten sonra MHP'nin söylediği çizgiye gelmek, sayın Bahçeli'nin tavsiyelerini hayata geçirmek mecburiyetinde kaldı. Zaten sorun da buradan çıkıyor. MHP'nin ülkenin varlığı ve bölünmez bütünlüğü için her şeyi göze alması ve bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçmaması, vatan-millet düşmanlarını çılgına çeviriyor. Olmayacak iftira ve yalanlarla MHP'yi karalamaya, sayın Bahçeli'yi millet nazarında gözden düşürmeye uğraşıyorlar. Ezeli MHP düşmanlarının bunu yapmasını anlıyoruz da, kendi içimizdekilerin yaptıklarına ve söylediklerine bir türlü anlam veremiyoruz.

                                     

HOŞ GÖRÜ

Kendini muhalif olarak tanıtanlar, yaptıklarını milletten saklamak ve özel hesaplarını her şeyin önüne geçirmek için, MHP'de parti içi demokrasi olmadığı ve sayın Bahçeli'nin kendisi gibi düşünmeyenlere tahammül etmediği gibi bir söylem geliştiriyorlar. MHP'yi biraz takip eden, sayın Bahçeli'yi biraz tanıyan herkes bunun büyük bir yalan olduğunu bilir. Zira, bugün Türkiye'deki bütün siyasi oluşumlar içinde hoş görünün, tahammülün, iç demokrasinin en yüksek olduğu parti MHP'dir. Bu tespitimizi doğrulayan sayısız örnekler sıralayabiliriz. Muhalif olarak meydan meydan dolaşanların en başında gelen Meral Akşener geliyor. Akşener daha önce başka partilerde ikbal ve istikbal arayıp, MHP ve ülkücüler için olmadık şeyler söylemişti. AKP'nin kurucu kadrosu içinde yer almıştı. Ama daha sonra MHP'ye yönelmesi üzerine sayın Bahçeli büyük bir hoş görü göstermiş, kapıları açmış, kendisine İstanbul Belediye Başkan adayı ve milletvekili olma imkanları sağlamıştır. Bununla da yetinmemiş iki dönem meclis başkan vekilliği yolunu açmıştır. Sonrasında ne olduğuna bütün Türk milleti şahittir.

                         

DEMOKRASİ VE  HAKARET AYRI ŞEYLER

Diğer bir isim Ümit Özdağ'dır. Özdağ, daha önce de MHP'ye ve özellikle sayın Devlet Bahçeli'ye ağır yakıştırmalar yaparak şehir şehir dolaştı. Bunun üzerine partiden ihraç edildi. Ama daha sonra aklıselim hareket edince, sayın Bahçeli bütün bunları bir kenara bıraktı. Tekrar partiye dönmesine, milletvekili olmasına imkan sağladı. Bununla da yetinmedi Genel Başkan Yardımcılığı gibi bir göreve layık gördü. Sonrası yine bütün kamuoyunun malumudur. Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Ali Güngör, sayın Genel Başkanı ağır şekilde eleştirerek partiden ayrılmıştı. Rahmete kavuştuğu güne kadar da bu tavrını sürdürdü. Buna rağmen oğlu Oğuzhan Güngör, Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 13'ncü dönem eğitimine katıldı ve diplomasını bizzat sayın Bahçeli verdi.Eleştiri ve farklı düşünceye gösterilen hoş görünün bir örneği de Koray Aydın'dır. Defalarca Genel Başkan adayı olmuştur. Bugün farklı bir düşüncede olduğunu saklamadığı gibi, bizzat "hayır" kampanyası yürütüyor. Ancak, ne ihracı söz konusu oluyor, ne de kendisine bir engel çıkarılıyor.Farklı düşünmek ayrı şeydir, partiye, liderine, teşkilatlarına hakaret etmek ve küçük düşürmeye çabalamak, başka partilerin değirmenine su taşımak ayrı şeydir. Karıştırılan budur.

                                 

BÜTÜN OYUNLAR BOZULDU

MHP'yi ihanet yolunda bir engel olarak görenler geçmişte de vardı, bugün de var. Geçmişte de saldırdılar ve akla-hayale gelmeyecek oyunlar oynadılar, bugün de aynı şeyi yapıyorlar. Defalarca şeytani planlar yapıldı, provokasyonun her çeşidine başvuruldu, ayak oyunlarının her türlüsü sahnelendi, tezgahlar kuruldu, ama hepsi sayın Bahçeli'nin dirayetiyle boşa çıkarıldı. Bu yüzden de MHP'yi bıraktılar artık doğrudan Sayın Bahçeli'ye saldırıyorlar. Bütün bu çabalar boşunadır. Yel kayadan ancak toz alır.

ORTADOĞU