Nadiren yaptığım ama çoğumuz gibi çok zaman mecbur olduğum bir meşguliyet; AVM'lerde gezmek, yemek, alışveriş, vs... Bu arada dükkân isimlerine baktım da şöyle bir, ne tuhaf ne acı.

*Devlet aldığı vergi kadar önem vermeli bu mağazaların ve dükkânların isim meselesine.



Her ne kadar eskitilmiş bir başlık olsa da bu isim meselesi, mühimdir, mühimdir, mühimdir... Zira bir sömürge ülkesi olsaydık bu denli olmazdı ‘soysuzluk'... Sonra AVM'deki ‘çağdaş'larıma baktım da aman Allah'ım, burası Türkiye mi? Bu nesille aynı din, aynı soydan mıyız? (büyük konuşmuş olmayım, kınamak da değil niyetim) Kılık, kıyafet, saçlar, kaşlar, küpeler... Hitaplar, küfürler. Durum pek iç açıcı değil yani, malumunuz, siz de şahitsinizdir.



*2011 yılının genci 2030'un Türkiye'sidir. Öyleyse kahrol AKP. Geleceğimiz kapkaranlık...



Böyle diyorum, zira 2011'de 17 yaşında olan bir genç bu ‘maneviyatçı'(?) hükümetin iş başına geldiğinde 8 yaşındaydı. Yani ilköğretime yeni başlamıştı. Tertemiz Müslüman-Türk çocukları hangi sistemle gevur çocuklarına benzetiliyorsa, o sistem de o sistemin işletmecileri de kahrolsunlar. (el-Kahhar ismiyle Allah için söylüyorum)



*Maalesef, hükümetin ‘eğitim zekâsı' yok. Mevzu sınav sistemlerinden ibaret görülüyor.



Neslin sorunu temelde eğitim ve ahlak sorunudur, meseleye yalnızca lise ve üniversite sınav sistemlerinden bakmak harika bir ayıptır. Önümde yürüyen, AVM'nin mermerleri gibi parlak ve birbirlerine küfrederek yürüyen ve etraflarına aldırış etmeyen iki kız çocuğu da ‘fen lisesi' üniformasının altındaki eğitimsiz çocuklarımızdı. Dedim ya kabahat AKP'nindir. Bu çocuklar hamurdu ilkokul çağlarında, onlara matematik, fen, İngilizce öğretiliyor belki ama ahlak asla...



*Batıya karşı bir haçlı seferi düzenleyecek gibiyiz.



Yollar bizim değil, sokaklar bir evin antresi yahut holü gibi mahrem kıyafetli kadınlarla dolu. Artan tecavüz olayları, kadına şiddet illeti, çocuk tacizleri, evlilik müessesinin önemini her geçen gün kaybetmesi terörden dahi mühim meseledir. Zira Türk Milletini besleyen kültür damarı bypass istiyor. Bu meseleyle alakalı hükümet cenahından gelen her açıklama ise koskoca bir ‘hiç'tir.



*Bu arada AK plakalı hacı çocukları dekolteli sevgilileriyle.



Hani değişecekti bu ‘küfür nizamı'. Değişmeye değişmedi de sizinle daha da güçlendi. Değiştireceğiniz sistemin en büyük memesi oldunuz, şimdi sistem sizden besleniyor. İster bürokraside ister bir AVM'de, AKP'li elit nasıl da sistemin ‘şahdamarı' olmuş hemen fark edersiniz. Zira Mısır'da laik, İtalya'da erotik, ABD'de kritik, Ermenistan'da etik, Suriye'de itik, Filistin'de yitik, Türkistan'da bitik bir kadro var başta. ‘Paranın dini olmaz' diyen başbakanın ‘parayı göstersinler, her yeri satarım' diyen bakanının yanında Kapitalizm masum bir ideoloji değil de nedir? AVM'lerde binlerce lirayla örtünen hanımları da aynı derece kapitalist. Kızları da. Oğulları da şehirde kullandıkları 4x4'lerle sorunsuz hayatı dünyada yaşıyorlar.



*AVM'ler Türkiye fotoğrafıdır. Cilalı, boyalı... Ya öteki Türkiye. Kimin umrunda.