Allah taksiratımızı affetsin

div data-link="class{:~tag.contentRightClass(Layout.IsFullView, Layout.ReadingPaneMode)}">

Simit dünyası…

Kahve dünyası…

Kebap dünyası var mı?

Var.

Ancak unutmayalım ki,

Hepimizin bildiği birde,

“Etme bulma dünyası” var.

*

Yeni Türkiye’nin yeni hukuku…

Yeni Türkiye’nin yeni adaleti…

Yeni Türkiye’nin yeni yargısı derken,

Son 14 yıl içinde istisnasız en fazla zarar gören kurum,

Şüphe yok ki,

“Yargı dünyası” oldu.

*

Oysa hepimiz biliyoruz ki,

Bu kadar çok örselenen hukuk,

Yeri geldiğinde hepimize lazım olacaktır.

En fazla da,

“Uymuyorum, tanımıyorum, kabul etmiyorum” diyerek,

Yargıyı bu kadar örseleyenlere!

*

Bir ülke düşünün ki,

Mevcut yasaları ve hukuk kararları sürekli tartışma konusu olsun.

Hükümetin İçişleri Bakanı “Anayasa’yı tanımadığını” söylesin,

Ülkenin Cumhurbaşkanı AYM kararına uymadığını ifade etsin,

Ama “hak arayan” vatandaşa da,

Doğal olarak Hukuk ve Anayasa Mahkemesi yolu gösterilsin.

*

Tamam, Anayasa Mahkemesinde durumumuz bu da,

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde durum nasıl?

Kurum geçen yıl Türkiye ile ilgili 87 karar açıklamış,

Ve bu kararların 79’unda ihlal bulmuş.

Demiş ki; “Yaptığınız uygulama Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır.”

Demiş ki; “Yargı organları hukuku tecelli ettiremiyor.”

Demiş ki; “Hukuk devletinde yargıyı adil işletmiyorsunuz.”

*

Olacağı buydu.

Yargı kalitesinin düşmesi…

Yargı bağımsızlığının olmaması…

Yargıya güvenin azalması…

Ve yargının iktidar güdümüne girmesi,

İster istemez AHİM karinesinde ki notumuzu da sıfırlamış.

*

Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurulardan olsa gerek,

Geçen yıl AHİM’e başvuru sırasında üçüncü…

İhlal sırasında ise ikinciliğe yükselmişiz.

Ancak aysbergin öteki yüzü daha da karanlık!

Çünkü AHİM diyor ki;

İnsanlara kötü muamele yapıyorsunuz…

Yaşam hakkı ve güvenlik ihlalleri yapıyorsunuz…

Hepsinden önemlisi “ifade özgürlüğü” konusunda sınır tanımıyorsunuz.

*

Ne kadar trajikomik değil mi?

90 yıllık enkazı (!) kaldırdığını söyleyenler,

Anayasa Mahkemesi Kararını tanımadığıyla övünenler,

Türkiye’yi yeniden kuruyorlarmış.

Ne diyeyim;

Allah taksiratımızı affetsin.