Ah Angaralı Şöhret...

 

Ankaralı Namık 'a Allahtan rahmet, sevenlerine başsağlığı dilerim.

Kendisiyle birazcık tanışmışlığımız olmuştu.

Özel bir kanala hazırladığı program için her hafta stüdyomuza gelirdi.

Yaptığı müziği, sözlerini, sahnede sergilediği performansı ve sahne dışında sergilediği tavırlarını sevmediğim halde özünde iyi bir şeylerin olduğu, bir başka Namık hissi uyandırmıştı bende.

Bazı sohbetlerimizde içinde fırtınalar koptuğu da anlaşılıyordu.

Makine Mühendisliğinden mezun olduğu halde müzisyen olmayı tercih etmişti. Ankaralı furyasında ciddi bir şöhrete ulaşmış kasetleri ve konserlerinden ciddi kazançlar elde etmişti. Şöhretin büyüsü, bağımlılıkları ve tabi ki çevre faktörü ile fırtınalı bir hayatın ortasında buldu kendini. Elde ettiklerini, elde tutmakta zorlandı. Şöhretinin devamı için adeta kurgulamış sahnelerle dolu bir hayat yaşadı, alışkanlıklarına esir olarak.

Son klibini şehitlere armağan etmişti.

Son zamanlarda şöhretin büyüsü birazcık uzaklaşmıştı sanki... Ekonomik sıkıntıları da hissetmeye başladığı söyleniyordu.

Ankara'daki evinin balkonundan atlayarak intihar ettiği haberini aldık bir kaç gün önce.

Hep eğlenceli şarkılar söyleyen,her düğünde, eğlencede insanları oynatan, ekranlarda kendini de hep gülümseyerek gördüğümüz Ankara'lı Namık, iç dünyasında neler yaşıyormuş meğerse..

Bu olay şöhretle ilgili bir kaç laf etme gereğini doğurdu.Bu büyülü dünyaya göz kırpan ve heveslenen gençlerimizin kulaklarına küpe olur belki..

Şöhret, felakettir.

Şöhret,  ikiyüzlüdür. Şöhret haindir.

Şöhret, mıknatıs gibidir, etrafına herkesi toplar.

Şöhret , ''dünya benim etrafımda dönüyor'' hissini verir.

Şöhretin dostları değil, dalkavukları olur. Şöhret bitince onlarda yok olur.

Şöhretin getirdiği ve götürdüğü arasında bocalar insan.

Şöhret, gönül dünyasındaki yeşillikleri kurutur.

Şöhret, gözleri kör eder.

Şöhreti korumak zordur. Eğer müptelası olursan çok ağır bedeller ödersin.

Şöhretin rüzgârı alıp götürür önüne ne çıkarsa. Pek az kişi dayanabilir şöhretin gücüne.

Eğitimi, inancı, dünya görüşü, hayattan beklentileri çok önemlidir.

Bütün bunlar, bu güce karşı teslim oluşunun ya da zaferini ilan etmesinin zeminini hazırlar.

Ya zafer,

Makul, mazbut ve mutlu bir hayat.

Ya da felaket,

Yalnız, yoksul ve ya mutsuz bir son...