Bir yılı daha geride bırakıyoruz… Öncelikle, tüm okuyucularımın yeni yılını kutluyor; sizlere, Türk milletine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum. Aynı zamanda, AKP hükümetlerinin iktidarının onuncu yılını da geride bırakıyoruz. Bu çerçevede bu yazıda 2012 yılındaki gelişmeler ile 2013 yılı bütçesine esas teşkil eden Orta Vadeli Program ve hedefleri ele alarak 2013’e ilişkin tahminleri sizlerle paylaşacağım.

b>Bütçe Hedefleri 2012’de de Tutmadı, Yine Vergiler Arttı!

Öncelikle, bu köşede tam bir yıl önce yayınlanan “Hoş geldin Yeni Yıl! Hoş Gelmediniz Yeni Zamlar!” başlıklı yazımda yaptığım bazı tespitlerle başlamak istiyorum. Bu yazımda 2012 yılına ilişkin OVP hedeflerine değinmiş ve şöyle demiştim:

“Geçen yılın hedefleri tutmadığı için "güncelleme!" adı altında vergi oranlarında artış yapılmıştı. OVP'ye dayanarak yine bir gelir hedefi konulmuş, ancak bu şartlarda bu yıl da yine yeni "güncellemeler!" kaçınılmaz görünmektedir. Dış talep düşerken, içerideki talebin de beklendiği ölçüde artması mümkün değilken, bu gelir hedeflerinin tutturulması mümkün değildir.

2012 bütçesinin dayandığı makroekonomik çerçeve de maalesef gerçekçi değildir. Bu sebeple uyardığımız ve tahmin ettiğimiz gibi, zamlar maalesef gerçekleşmiş ve 2012'nin ilk günlerinde yeni zamlar ( ya da AKP Hükümetinin tabiriyle "güncellemeler!") ardı ardına gelmeye başlamıştır.”

Maalesef bu yıl da rakamlar farklı olmakla birlikte durum benzerlik arz etmektedir. Uyarılarımız yine dikkate alınmamış ve bütçe açığı yine hedefleri çok aşmıştır. Maliye Bakanının vergi artışlarının gerekçelerini açıklamak için geçen yıl Eylül ayında yaptığı konuşma ile aynı gerekçeyle bu yılın Eylül ayında yaptığı konuşma, rakamlar hariç neredeyse aynıdır. Ağustos ayı itibarıyla geçen yıl gerçekleşen bütçe açığı farkı 5.5 milyar TL iken, bu yıl 8.5 milyar TL olmuştur. Yıl sonuna kadar tahmin edilen bütçe açığı 35 milyar TL olup, hedeften sapmanın da 14 milyar civarında olacağı anlaşılmaktadır.

Yani yine hedefler tutmamış, yine aynı mazeretler öne sürülerek vergi ve harçlarda artışlar yapılmıştır. Bu artışlar esas itibarıyla tüketim üzerinden alınan ÖTV ve KDV gibi dolaylı vergilerde olduğu için de dar gelirli vatandaşlarımız açısından vergi adaletsizliğine yol açmaktadır. Bu da gelir adaletsizliğini derinleştirmektedir.

Vergi Adaletsizliği Artıyor, AKP’nin Yanlışlarının Bedelini Halk Ödüyor!

Anayasanın 73. maddesine göre; “herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.” Yani vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı Anayasanın hükmüdür. Ancak on yıllık iktidar döneminde köklü vergi reformu yerine pansuman ve göstermelik düzenlemelerle vakit geçiren AKP hükümetinin bakanları hala verginin tabana yayılmasından ve vergi reformundan bahsetmektedir. Örneğin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek TBMM Genel Kurulunda 2013 bütçesi üzerine yaptığı konuşmada hala “Gelir Vergisi Kanunu ile ilgili çalışma yapıyoruz… diğer kanunlarda değişiklikler üzerinde çalışıyoruz…” gibi söylemlerle sanki yeni iktidara gelmiş bir hükümetin bakanı gibi vaatte bulunabilmektedir.

Bu bütçe AKP hükümetlerinin onbirinci bütçesidir. Ancak Maliye Bakanının böyle konuşması bir acziyetin ve iş bilmezliğin ifadesidir. Mehmet Şimşek eylül ayında vergi ve harç artışlarının gerekçesini açıklarken, diğer bakanların kendisini dinlemediğini ve ödenek üstü harcamalar yaparak bütçe açıklarının hedeflenenden çok daha fazla gerçekleşmesine neden olduklarını söylüyordu! Bu durum AKP hükümetinin bakanları arasındaki koordinasyonsuzluğun ve ekonominin ne kadar kötü yönetildiğinin açık bir göstergesidir.

AKP hükümeti gerçekçi hedefler belirleyememekte, belirlediği hedefleri de gerçekleştirememektedir. Gelir hedefleri açısından önem arz eden büyüme hedefleri tutmayınca hükümet vergileri artırmakta veya kamu mal ve hizmetlerine zam yapmaktadır.

2013’te de Vergi Artışı ve Zamlar Kaçınılmaz Görünüyor!

AKP Hükümeti vergi ve harçların yanı sıra doğalgaz ve elektriğe ilave olarak bazı temel tüketim maddelerine de zam yapmıştır. Ekim başından itibaren doğalgaza yüzde 9.8, elektriğe ise yüzde 10.1 zam yapılmıştır. Ekim 2011’de doğalgaza yüzde 14.3 oranında, 1 Nisan 2012’de ise doğalgaza yüzde 18.7 zam yapılmıştı. Yani AKP hükümeti bir yılda doğal gaza toplam % 49 zam yapmıştır. Bu, AKP hükümetinin fakir vatandaşlara yaptığı bir zulümdür. Sorun AKP’nin yanlış yönetiminin sonucu oluşan bütçe açığını dar gelirli vatandaşlarımızın üzerine yıkması ve kısır çekişmelerle ve sanal gündemlerle milleti oyalamasından kaynaklanmaktadır.

2012 için büyüme oranı yüzde 4 olarak tahmin edilmiş olup, bunun da gerçekleşmeyeceği anlaşılınca 2013 yılı Orta Vadeli Programı ile birlikte yüzde 3.2 olarak revize edilmiştir. Bu şartlar altında revize edilen yüzde 3.2 hedefinin de tutturulması zor görünmektedir. 2012 yılının ilk 3 ayında milli gelir yüzde 3.2 oranında artmıştır. İkinci çeyreğe ilişkin büyüme rakamları ise, beklentilerin epey altında, yüzde 2.9 oranında gerçekleşmiştir. Mevsim ve takvim etkisinden arındırıldığında ise bir önceki çeyreğe kıyasla büyüme rakamı, daha da düşük, yüzde 1.8’e düşmektedir. Üçüncü çeyrekte ise yüzde 2.6 oranında büyüme beklenirken, gerçekleşme yüzde 1.6 olmuştur.

OVP ile birlikte revize edilerek yüzde 3.2’ye düşürülen 2012 hedefinin de bu gidişle gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir. Çünkü 2012 yılının dördüncü çeyreğinin ilk ayı olan Ekim ayında sanayi üretimi yüzde 5.7 oranında küçülmüştür. Hükümetin 2012 yılında uyguladığı politikaları sonucu iç talep daralmış, dış talepte yani ihracatta ise belli bir artış olmasına rağmen toplam talep 2011 yılının çok gerisinde kalmış ve bu nedenle 2012 yılında büyüme yavaşlamıştır.

Ekim ayında sanayi üretiminde yaşanan yüzde 5,7’lik düşüşü dikkate aldığımızda, kasım ve aralık aylarında da bu trend devam ederse, bırakın yüzde 3.2’yi, pozitif büyümeyi bile tutturmak mümkün olmayabilir. Bu şartlarda dünyadaki büyüme oranlarında da ani artışlar beklenmediğine göre, 2013 yılının büyüme hedefine ulaşmak da mümkün görünmemektedir. Peki hedefler tutmazsa ne olacak? Yine önümüzdeki sene eylül ayında bize OVP’yi sunmadan Maliye Bakanı gelip neden hedefleri tutturamadıklarını açıklayacak ve yine vergi ve harçlara artışlar gelecek!

Gelirleri Artıracak, Adaletli Bir Vergi Sistemi Kurulmalı

Baştan da söyledim, eğer bu açık varsa, gelir vergisini adil bir şekilde tahsil etmemizi sağlayacak ve vergiyi tabana yayacak gerçek bir vergi reformu gerçekleştirmeliyiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak halkımızın refah düzeyini yükseltecek şekilde, vergiyi de Anayasa’da olduğu gibi adaletli bir şekilde, herkesin verebileceği ölçüde vatandaşlarımıza paylaştıracak bir vergi reformunu destekleyeceğimizi beyan ettik ve sözümüzün arkasındayız.

Bunu gerçekleştirebilmek için dolaylı değil, doğrudan vergilere ağırlık vermek gerekmektedir. Gelir vergisini artırabilmek için öncelikle yatırımı, üretimi artırmamız lazım. Tüketim ve ithalata dayalı ekonomik büyüme anlayışının hakim olduğu bir ülkede dolaylı vergileri artırmak en kolay yoldur. Dolayısıyla AKP hükümeti de tüketimden alınan ÖTV’yi ve dâhilde alınan KDV ile hariçten alınan KDV oranlarını artırmayı tercih etmekte ve kötü yönetiminin yükünü dar gelirli vatandaşlarımıza yüklemektedir.