1 Mayıs kâbus günü olmaya devam ediyor!

Emek yoksa ekmek yoktur!

İşte bu yüzden,

İnsanın alın teri karşılığında böldüğün ekmektir emek.

Yani emek varsa, ekmek vardır.

Ancak biliriz ki;

Kavga emeğin olup, ekmeğin olmadığı yerde başlar.

Özetle;

Bizim "bayram" diye doldu sandığımız meydanlar,

Aslında "ekmek kavgasının" verildiği alanlardır.

*

Hani bugün 1 Mayıs diyoruz ya,

Hani bugün bayram diyoruz ya,

Hani bugün emekçinin günü diyoruz ya!

Aslında hepsi yalan.

Neden mi?

Çünkü...

İş kazalarında Avrupa birincisi, ya da dünya ikincisi olmadığımız gün bayramdır 1 Mayıs...

Yani sigortasız çalışan işçi sayasının sıfırlandığı gün bayramdır 1 Mayıs...

Ve hepsinden önemlisi,

Somada ölen 301 madenciye "kader fıtrat", Ermenek'te ölen 19 işçiye "ne güzel öldüler" demediğimiz gün bayramdır 1 Mayıs...

*

Evet...

Bayramdır 1 Mayıs,

Fakat ne zamanki İş Kanunu işler hale getirilir, işte o gün bayramdır 1 Mayıs.

Sigortalı çalışanların primi ücretiyle paralel ödendiği gün bayramdır 1 Mayıs...

Yıllık izin, ücret artışı, fazla çalışma ücretleri tam olarak ödendiği gün bayramdır 1 Mayıs...

Tuzla tersanelerinde işçi ölümlerinin son bulduğu gün bayramdır 1 Mayıs...

Kot taşlama atölyelerinde çalışanların kanserden ölmediği gün bayramdır 1 Mayıs...

Yoksa sen Taksim'e çıkamamışsın,

Ya da devlet seni Taksim'e çıkarmamış ne olur?

Emin olun hepsi hikâye.

Eğer alnının teri kurumadan karşılığı sana ödenmiyorsa,

1 Mayıs bayram olsa ne olur, olmasa ne olur?

*

Uzun lafı kısası;

Dünyanın her yanında,

Herkesin "işçi bayramı...

Emekçi bayramı...

Ya da çalışan bayramı" diye kutladığı gün,

Eğer bizim için orta çapta bir kâbus günü olmaya devam ediyorsa,

Söylenecek tek şey vardır.

O zaman ülkemizde ne yasaların işlediğinden bahsedebiliriz,

Ne de yasakların.